| Müşteri getirtmeye yardımcı olmak için, benden onun denizkızı gösterisini çekmemi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أصور عرض حورية البحر الخاص به للمساعدة في جلب الزبائن |
| Sadece basit bir kız olmaktansa bir denizkızı olmayı tercih etmiştim. | Open Subtitles | لقد اعتقدت اني لو اصبحت حورية بحر سأكون أفضل من بنت |
| Ve kristal bir kafesin içinde Cinlerin perisi, bütün elmaslardan daha güzel. | Open Subtitles | وداخل قفص من الكريستال هناك حورية الجان ، اجمل من اي الماس. |
| Komşular birbirlerini tanırdı. Lanet bir peri masalı. | Open Subtitles | الجيران يعرفون بعضهم البعض, إنها حكاية حورية مجنونة |
| Ren nehrindeki bir kayada oturan güzel bir siren hakkında. | Open Subtitles | إنها عن حورية بحر جميلة تجلس على صخرة بنهر الراين |
| Fakat Hürrem de kadınlarının çoğu gibi kocası hakkında şikayet ediyordu, | Open Subtitles | لكن حورية دائما ما كانت تشتكى من زوجها كمعظم النساء |
| deniz kızı olma hayalin yoksa o zaman deniz kızı ben olurum. | Open Subtitles | أنت لم تفكري كيف تصبحي حورية البحر الصغيرة لهذا سأكون انا الحورية |
| Heo Joon Jae, ben insanları gayet iyi anlayan bir denizkızıyım. | Open Subtitles | هو جون جي أنا حورية بحر مع قدر كبير من البصيرة بالنسبة للناس |
| Ancak dikkatinizi çekmek istediğim şey denizkızı Alayı değil, buradaki fotoğraflar. | TED | وما أريد أن أشد إنتباهكم له هو ليس مهرجان حورية البحر نفسه ، رغماً عن أنه ساحر، لكن عوضاً عن ذلك هذه الصور. |
| "denizkızı Alayı"ndaki koordinasyon maaliyetleri, burada daha da zor. | TED | وكل شئ كان صعباً حول تكاليف التنسيق مع حورية البحر سيكون أصعب هنا. |
| Sonra bir çukur kazdık ve onu kumla ve kabuklarla kapladım küçükte bir denizkızı kuyruğu çizdim. | TED | لذلك حفرنا حفرة وغطيتها في الرمال والمحارات ورسمت ذيل حورية بحر صغير. |
| Bolotnitsa. Bu, elbette, Slav bataklık denizkızı. | TED | تلك، بالطبع، حورية المستنقعات السلافية. |
| Ciddi ciddi bununla Cinlerin perisi'ni elde edebileceğini düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | انت لن تفكر بجدية التي يمكن ان تحصل على حورية الجان |
| Şimdi onu yastığının altına koy... diş perisi sana bir peni bırakacak. | Open Subtitles | الآن ، ضع سنك تحت الوسـادة و ستترك لك حورية الأسنـان سنتـا |
| Buraya 20 yıl önce Cinlerin perisi'ni kurtarmak ve onunla evlenmek için geldim. | Open Subtitles | أتيت قبل 20 عاما لانقاذها والزواج حورية الجان. |
| Ayrıca o da peri'yi kurtarıp evlenmek istedi. | Open Subtitles | أراد أيضا انقاذ حورية الجان و الزواج منها |
| Ona peri hakkında bildiklerimi anlatıp, rehberlik edebilirim. | Open Subtitles | استطيع ان أعلمه ما اعرفه عن حورية الجان و اوجهه الى مكانها |
| Şüpheli bir isim. Çok siren gibi. | Open Subtitles | يا له من اسم مريب، يميل جدًا لاسم حورية. |
| Nasıl oluyor da hazırlanması yüzyıllar süren şeytani siren planı 3 yaşında çocukları içeriyor? | Open Subtitles | أنّى لمخطط حورية شرير استغرق قرونًا يشتمل فتاتين في الـ 3 عمرًا؟ |
| Artık Hürrem, gücün merkezindeydi, kendi oğlunu Sultan yapmak için destekliyor ve kendisini ölümcül bir şüphe ve kıskançlığa sürüklüyordu. | Open Subtitles | والاّن أصبحت حورية فى مركز السلطة ترقى إبنها ليصبح ولى العهد ومعرضة نفسها للقيل والقال وإثارة الشكوك |
| Danimarka'nın turistik ilgi odağı ise Küçük deniz kızı. | TED | بينما معلم الدنمارك الأكبر الجاذب سياحياً هو حورية البحر الصغيرة |
| Ben beceriksiz bir denizkızıyım. | Open Subtitles | انا حورية ولكن بدون نعمة الرقص |
| Bekle. Elimde denizkızının çıktısı var. | Open Subtitles | ستيلا، وحصلت على النسخة المطبوعة حورية البحر الخاص بك. |
| İzin verin, cennetten bir huri gelsin ve dinlendirsin sizi. | Open Subtitles | دعني أجهّز لك حورية من الجنّة لمساعدتك على الارتياح |
| Nymph saç, bir kilit | Open Subtitles | شعرة حورية ، واحدة فقط |