| Aslında artık denizkızı olmayacağım. | Open Subtitles | وفي الواقع لن أبقى حوريّة بحر على الإطلاق |
| Genç bir denizkızı beni buldu ve bir geçitle buraya getirdi. | Open Subtitles | حوريّة بحر شابّة عثرت عليّ وجلبتني عبرَ بوّابة |
| Agrabah'a gittiğini söyledi ve... ben de çölde yaşayan bir denizkızı oluverdim. | Open Subtitles | قال أنّه مسافر إلى "آجرباه" لذا، هأنذا حوريّة بحر في الصحراء |
| Onun dünyasının bir parçası olarak toprak üzerinde yürüyebileceğini, sonsuza kadar ona sırrını, deniz kızı olduğunu söylemeden yaşayabileceğini söylesem? | Open Subtitles | و بوسعكِ السير على اليابسة و تكونين جزءاً مِنْ عالَمه... إلى الأبد، دون أنْ تبوحي بسرّك بأنّكِ حوريّة بحر ؟ |
| Sürpriz bir şekilde bir deniz kızı tarafından kurtarıldım. | Open Subtitles | والمفاجأة كانت إنقاذي على يدَيّ حوريّة بحر |
| Sürpriz bir şekilde bir deniz kızı tarafından kurtarıldım. | Open Subtitles | والمفاجأة كانت إنقاذي على يدَيّ حوريّة بحر |
| denizkızı baloda prensle tanışır. | Open Subtitles | حوريّة بحر تقابل أميراً في حفلة راقصة |
| Sanırım az önce denizkızı gördüm. | Open Subtitles | -أعتقد أني رأيت للتو حوريّة بحر |
| denizkızı gördüm ben, tamam mı. | Open Subtitles | رأيت فعلاً حوريّة بحر! |
| Belki ağına fok derili bir deniz kızı takılmıştır ve kızı, batan gemilerden topladığı ganimeti vermesi için ikna etmiştir. | Open Subtitles | ربّما حوريّة بحر لديها جلد فقمة عَلِقت في شِبَاكه. (الميرو: حوريّة) |