| Seni gül yapraklarıyla dolu bir küvette düşünüyorum şimdi. | Open Subtitles | في حوض حمام مليئة بالأوراق التويجيةِ الورديةِ. |
| Bebeği üst katta küvette doğurması gerekecek. | Open Subtitles | ليس هنالك طريقة سوى أن تنجب الطفل في حوض حمام الدور العلوي |
| Onu küvette bulduk. | Open Subtitles | ووجدناها على حوض حمام |
| Kitaplara ulaşmak için üç sandık, bir kürek aleti ve bir de demir küvet çekmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | a ماكنة مُجَذِّفة وa حديد صلب حوض حمام بعيد أولاً. |
| Döndüğümüzde paramı alınca sana bir küvet alacağım. | Open Subtitles | عندما نعود... ... سآخذمالي وسأشتري لك حوض حمام. |
| Döndüğümüzde... paramı aldığımızda sana bir küvet alacağım. | Open Subtitles | عندما نعود ... سآخذمالي وسأشتري لك حوض حمام |
| İki kişilik küvet. | Open Subtitles | حوض حمام لإثنان. |