| Evet, elbette. Neden sana, böyle bir konuda yalan söyleyeyim ki? | Open Subtitles | أجل ، بالطبع لما قد أكذب عليك حول شيء كهذا ؟ |
| - Yazarları bilirsin, hep bir konuda huysuz olurlar. Merhabalar Bayan Doktor. | Open Subtitles | اوه تعلمين الكتاب دائماً يتصرفون بغرابة حول شيء ما مرحباً سيدة دوك |
| Bugünki konuşmam belki birkaçınızın çoktan duyduğu bir şey hakkında. | TED | حديثي اليوم حول شيء ربما إثنان منكم سمعوا به من قبل. |
| Çünkü bir şey hakkında bir argümana ya da ayrılığa sahip olabilirsiniz, birine sinirlenebilirsiniz. | TED | لأنه يمكن أن يكون لديكم جدال أو خلاف حول شيء ما، يمكنكم أن تغضبوا على شخص ما. |
| Ama tüm bu masum çocuk oyunlarının yanında duyduğum birçok konuşma vardı "kuku" denen muhteşem, nadide birşey hakkında. | Open Subtitles | لكن بالأضافة لتلك النشاطات الطفولية البريئة التي تضمن الكثير من الكلام الممتع حول شيء رائع يسمى هذا الشيء المراوغة مع بوسي |
| bir konu hakkında yanıldığımızı fark ettiğimizde, utanç duymak yerine gurur duymayı öğrenmeliyiz. | TED | علينا أن نتعلم كيف نحس بالفخر لا بالعار عندما نلاحظ أننا ربما كنا مخطئين حول شيء ما. |
| - Onu idam edeceklerini biliyorsun. - Çinliler bir konuda haklılar: | Open Subtitles | أنت تعرف أنها سوف تعدمه الصين على حق حول شيء واحد: |
| Her ne kadar Samantha çetin ceviz bir tip olmasa da bir konuda katıydı. | Open Subtitles | على الرغم من أن سمانثا ليست من النوع المتطلب ,كانت واضحة حول شيء واحد |
| Ama sana bir konuda açık konuşmam lazım Emily için çok yaşlısın. | Open Subtitles | ولكن يجب أن أكون صريحاً معك حول شيء .. إنك كبير جداً على إيميلي |
| bir konuda haklısın. Ben asla unutmam. | Open Subtitles | أنتِ محقة حول شيء واحد أنا لا أنسى أبداً |
| Üstünde epey düşündüm ve böyle bir konuda asla yalan söylemezsin. | Open Subtitles | فكرتُ بالأمر، وأنتِ لن تكذبي حول شيء كهذا. |
| bir konuda tavsiyeni isteyecektim. | Open Subtitles | نعم, أنا فقط أريد أن أقوم بأخذ نصيحتك حول شيء ما |
| Biliyorsun, daha önce de gördün. Gerçekten başından geçen bir şey hakkında mı? | Open Subtitles | تدرين، جاءك من قبل هل هو حول شيء حدث حقيقيا معك؟ |
| ...harika bilge, tatlı bir öykü... yanlışlıkla karşılaştığı bir şey hakkında. | Open Subtitles | ,أخبرني قصة ...قصة رائعة وجميلة وحكيمة حول شيء خطى داخلة عرضيا |
| Seninle konuşmak istediğim konu bir zamanlar bana söylediğin bir şey hakkında. | Open Subtitles | أريد أن أتحدّث إليكِ حول شيء أخبرتيني به ذات مرّة |
| Hayır, ama sadece para istediğinde ya da bir şey hakkında konuşmak istediğinde yardım etmeye gönüllü oluyorsun. | Open Subtitles | لا ، ولكنك تتطوع فقط عندما تريد مالا أو تريد أن تتحدث حول شيء ما ماذا يحدث ؟ |
| Üzgünüm, bir şey hakkında kendisine soru sormam gerekiyordu ama hallettim. | Open Subtitles | آسف . كنت بحاجة أن أسئله حول شيء ما ولكن الأن نحن بخير |
| Ama tüm bu masum çocuk oyunlarının yanında duyduğum birçok konuşma vardı "kuku" denen muhteşem, nadide birşey hakkında. | Open Subtitles | لكن بالأضافة لتلك النشاطات الطفولية البريئة التي تضمن الكثير من الكلام الممتع حول شيء رائع يسمى هذا الشيء المراوغة مع بوسي |
| - Başka birşey hakkında da haklıydın. | Open Subtitles | _BAR_ -و كنت محقة حول شيء آخر |
| Baba, seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum. Bir saniye dostum. Kardeşini izliyorum. | Open Subtitles | أبي ، أحتاج للكلام معك حول شيء |
| Söylemedi ama üzüldüğü şeyin bizden çok daha öte bir şey olduğunu hissediyordum. | Open Subtitles | حسناً، لقد أبت إخباري، لكنّي شعرتُ أنّها مُتضايقة حول شيء أكبر من علاقتنا. |
| Şunu anlamanı isterim ki... ben bir partizan değil netice adamıyım. | Open Subtitles | أيها القاضي ، أنا فقط أريدك أن تكون واضح حول شيء واحد لست شخص متحيز |
| Artık bunun başka bir şeyle alakalı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | طبقة اضافية من الكريمة الآن اظن انه حول شيء اخر |
| Aslında, seninle başka bir şeyi konuşmak için gelmiştim. | Open Subtitles | بالواقع جئت لأناقشك حول شيء آخر |