| Müfettiş, Bu davayla ilgili şu an ne söyleyebilirsiniz? | Open Subtitles | ايها المفتش, مالذي يمكنك اخبارنا به حول هذه القضية في الوقت الراهن؟ |
| Bu davayla ilgili değil, kendinle ilgili. Al gülüm, ver gülüm. | Open Subtitles | ليس حول هذه القضية وإنما حول نفسك, مقايضة |
| Ben psikolog değilim ama konunun Bu davayla ilgili olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | بيتر) لست طبيبا نفسانيا) لكن لاأظن أن الأمر حول هذه القضية |
| Ama bu dava hakkında bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لَكنِّي لا أَعْرفُ أيّ شئَ حول هذه القضية |
| şimdi, bu dava hakkında ne bilmeliyim. | Open Subtitles | إذا ، ما الذي أحتاج لمعرفته حول هذه القضية ؟ |
| Evet, anlaşılan, elektrik bu davada sadece şok edici unsur değil. | Open Subtitles | أجل، على مايبدو، الكهرباء ليست الشيء المريع الوحيد حول هذه القضية |
| Randy ile benim dava ile ilgili bir teorimiz var. | Open Subtitles | و راندي ولدي نظرية حول هذه القضية. |
| Bu davayla ilgili olarak ABD'nin onunla röpartaj yapmasından bir gün sonra. | Open Subtitles | بإجراء مقابلة معه (USA ) بيوم واحد قبل أن تقوم حول هذه القضية |
| Seeley düşünüyordum da Bu davayla ilgili bir teorim var. | Open Subtitles | (هاي، (سيلي ...كنت أفكر لدي نظرية حول هذه القضية |
| Ona bu dava hakkında bilgi verdin mi? | Open Subtitles | هل كشفت لها عن معلومات حول هذه القضية ؟ |
| Bayan bu davada bir çok kişi yanıldı. | Open Subtitles | سيدتي , والكثير من الناس كانت خاطئة حول هذه القضية. |
| Ayrıca, bu davada ilginç bir yan daha var. | Open Subtitles | وهناك شيء مهم حول هذه القضية. |
| Annem Ali'nin savunma ekibine özel danışmanlık yapıyor onlar da dava ile ilgili bütün bilgiyi paylaşmak durumunda kalıyorlar. | Open Subtitles | أمي تقدم الاستشارات الاستراتيجية لفريق الدفاع عن "آلي" وهم يتقاسمون جميع المعلومات معها حول هذه القضية |