| hayatının aşkı da olabilir, basit bir fantezi de. | Open Subtitles | هو كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونَ حبَّ حياتِها أَو قَدْ فقط يَكُونُ خيال. |
| Anca annenizin üç genç seksi öğrenciyle, hayatının vaktini geçirdiğini anlatırsınız. | Open Subtitles | أخبرهمبأنأمكلديها. وقت حياتِها مع ثلاثة شبان , ساخنون؟ |
| hayatının en mutlu günü. | Open Subtitles | اليوم الأكثر سعادة مِنْ حياتِها. |
| Hayatını değiştirmesi için ona şans vermeliyiz. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَعطيها الفرصة لتعَيْش حياتِها. |
| Bilmeni istiyorum, Hayatını mahvettik. | Open Subtitles | أريدُكَ أن تعلم, أنّنا قضينا على حياتِها |
| Hayatında bir çok iyi ve kötü günleri geride bırakmıştır. | Open Subtitles | هي استطعت ان تمَرَّ من خلالِ كُلّ الفترات الصعبة في حياتِها |
| O hayalet hayatından çıkana kadar gitmeyeceğimi. | Open Subtitles | ولَنْ أُعبّر حتى أَعْرفْ أن هذه الشبحِ أصبحت خارج حياتِها |
| Sanırım hayatının en utanç verici anıydı. | Open Subtitles | أعتقد هو كَانَ إذلالَ حياتِها. |
| Zaara'nın şerefini korumak uğruna... diğer taraftan Zaara, Veer'in hayallerini gerçekleştirmek üzere ... hayatının 22 yılını yabancı bir ülkede geçiriyor. | Open Subtitles | لحِماية شرفِ زارة... وهنا زارة التي قضت إثنتان وعشرون سنة مِنْ حياتِها... في أرض غريبة لجعل حلمِ فير يظل حيّا |
| Ve ben... ona hayatının partisini verdim. | Open Subtitles | وآي . أنا فقط أعطيتُها حزبَ حياتِها. |
| - hayatının büyük bir bölümünü bakıcısının yanında geçirmiş. | Open Subtitles | في دار رعاية أغلب حياتِها. |
| Zaara'nın şerefini korumak uğruna... diğer taraftan Zaara, Veer'in hayallerini gerçekleştirmek üzere ... hayatının 22 yılını yabancı bir ülkede geçiriyor. | Open Subtitles | وهنا زارة التي قضت إثنتان وعشرون سنة مِنْ حياتِها... في أرض غريبة لجعل حلمِ فير يظل حيّا هل هم بشرَ اقرب لأَنْ يَكُونوَ الهةَ ام هَلْ هم آلهة تَتنكّرُ كبشر؟ |
| Hayatını yaşaması için iyi bir yol. | Open Subtitles | هو بسيطُ، هو مباشرُ، هو a طريق جيد لها لعَيْش حياتِها. |
| Hayatını dolu dolu yaşadı. | Open Subtitles | هي كامـ، لقد أنجزت فى حياتِها. |
| Hayatını ölerek harcıyor. | Open Subtitles | تَصْرفُ مَوت حياتِها. |
| Hayatında özel biri olup olmadığını biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف إذا كان لديّها شخصاً مُميزاً في حياتِها |
| Şu an Hayatında karmakarışık şeyler var. | Open Subtitles | هُناك الكثيِر من الأمور الفوضويّة في حياتِها الأن. |
| Hayatında ilk defa, bir şeyler yolunda gitti. | Open Subtitles | للمرة الأولى في حياتِها حصل شيء جيد |
| Sonra beni hayatından atıyor. | Open Subtitles | ثمّ هي رَفضتْني حياتِها. |
| Sue Ellen'la otobüste karşılaştı ve berbat hayatından kurtulmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد قابلت (سو ألين) في الحافِلة (وهم قادمين لـِ (تكساس ورأت بأنّ هناك وسيلة للخروج من مشاكِل حياتِها |