| Hala canlı yayın yok, ama raporlara göre otobüs dönmeye devam ediyor... | Open Subtitles | ليس لدينا صور حيه حتي الان ولكن التقارير تخبرنا انهم مازالوا يدورون |
| Ama kan akışını sağlamak için canlı olmana gerek yok. | Open Subtitles | ولكن لا تحتاجين أن تكوني حيه حتى يتم توزيع الدم |
| Binde bir, gerçekten de. hayatta olduğun için çok şanslısın, evlat. | Open Subtitles | هذا احتمال من اصل الف انت محظوظه جدا ببقائك حيه |
| Beş yıl boyunca, kızınızın hayatta olup olmadığını bilmemek... | Open Subtitles | خمس سنوات من عدم معرفه اذا كانت ابنتك حيه أو |
| Öldü mü, yaşıyor mu bilmiyorum fakat bizim başımız büyük dertte. | Open Subtitles | لا ادري ان كانت حيه ام ميتة لكننا في مأزق رهيب. |
| Birlikler ölü bir şehirden ziyade canlı bir şehri daha iyi müdafaa eder diyordu. | Open Subtitles | لقد قال وقتها : أن القوات ستقاتل بشكلاً أفضل دفاعاً عن مدينه حيه مما ستفعل دفاعاً عن مدينه مهجوره |
| canlı yakaladığımızı düşün. Bu çok para eder Gary. | Open Subtitles | تخيل أسرها حيه ذلك يساوي الكثير من المال، غاري |
| Dişi, avı yuvasında yiyebilmek için onları canlı canlı kozalamış. | Open Subtitles | دعنى اريك شئ؟ اترى,فريستها تبقى حيه داخل الشرنقه حتى تستطيع اكلها فى عشها |
| Daha sonra yuvasında yiyebilmesi için av canlı canlı kozalanır. | Open Subtitles | الذكورِ يَتنافسونَ للفت انتباهِ الأنثى وأحضار الهدايا لها وهى تبقى فريستها حيه داخل الشرنقه حتى تستطيع اكلها فى عشها |
| Fakat insanlara yardım etmenin yeni bir yolunu buldum ve bu bana kendimi canlı hissettiriyor. | Open Subtitles | ولكنى إكتشفت طريقه جديده تماماً لمساعدة الناس طريقه تجعلنى أشعر أننى حيه جدا |
| Evet, mektup açılana kadar virüsü canlı tutuyordu. | Open Subtitles | اجل, تبقي البكتريا حيه حتى أن يتم فتح المغلف |
| Kadınların yatakta kahvaltıyı sevdiğini bilirsin. Yani Gladys hala hayatta olabilir? | Open Subtitles | مثل النساء يحبون الافطار فى فراشهم اذن ربما تكون العمه جلاديس مازالت حيه |
| Bana bu k.ltağın neden hala hayatta olduğunu anlatmanı istiyorum! ' | Open Subtitles | أريدك أن تخبرني لماذا هذه العاهرة مازالت حيه |
| Dinle, peşinde olan kadın hala hayatta. | Open Subtitles | اسمعي ، الامرأة التي كانت تطاردك ما زالت حيه |
| Bu parazitler sadece en iyi bildikleri şey olan hayatta kalmak ve gelişme işini yapıyorlar. | Open Subtitles | تلك الطفيليات تعرف ماذا تفعل تبقى حيه.. وتنمو بقوه |
| Seni hayatta tutan şeyin sihir olmadığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين بأن هذا ليس سحراً بأنكِ حيه ؟ ؟ |
| Uzun zaman önceydi ve hala yaşıyor mu yoksa öldü mü bilmiyoruz. | Open Subtitles | كان هذا منذ وقت طويل ولازلت لاأعرف اذا كانت حيه أم ميته |
| Kısrağı bulduk... - ...zindanda, yaşıyor. | Open Subtitles | نعم ,لقد وجدنا انثي الفرس و هي حيه و محبوسه في زنزانه |
| Köle ya da mal değil sizleri üretenlerle aynı haklara sahip yaşayan varlıklar. | Open Subtitles | لستم بعبيد أو ملكيه خاصه ولكن كائنات حيه بنفس الحقوق مثل من صنعوكم |
| "Askeri-Endüstriyel İttifakı"nızı sürdürebilmek için "Rus Masalı"nı diri tutmak zorundasınız. | Open Subtitles | تحتاج أن تـُبقى الخرافه الروسيه حيه للحفاظ على تركيبتكم للصناعه الحربيه |
| Ama anlaşılan... Rambaldi'nin gelecek tarihlerden bahsetmesi, o kadının hâlâ yaşadığını ima ediyor. | Open Subtitles | على ما يبدو أن رمبالدى يشير الى تواريخ مستقبليه وأحداث تشير الى أن المرأه حيه |
| Çünkü annen öldü. O resimdeki kadının hâlâ yaşadığına inanmak için nedenleri var. | Open Subtitles | هم يظنوا أن المرأه التى فى الصوره لا تزال حيه |
| Özgürlüğe şükür hayattasın. | Open Subtitles | إشكرْ الله مازلتى حيه. |
| Yavruların çoğu, hala hayattayken derin sulara götürülürler. | Open Subtitles | تُؤخذ معظم الصغار للمياه العميقة وهي ما تزال حيه |
| Öncelikle,o an ölümle yaşam arasındaydık biliyorum. | Open Subtitles | ..أولا قبل كل شيء تلك اللحظة كانت حيه جدا أو مميته |
| hayattasın! Yaşıyorsun! Yaşıyorsun! | Open Subtitles | إنك حيه , إنك حيه إنك حيه |