| Ve bu rüyayı gerçekteştirmenin tehlikesi aldatıcı bir dostluk duyusu ve sosyal izolasyonda bir artıştır. | TED | ولكن خطر تحقيق هذا الحلم هو إحساس خادع بالاتصال وزيادة في العزلة الاجتماعية. |
| Arthur ve şövalyelerinin kendilerine rehberlik edecek böyle bir teknolojiye erişimleri yoktu, yani, olasılıkla, cevap aldatıcı br şekilde basit olabilir. | Open Subtitles | لتقودهم من خلاله لذا، من المفترض، أن الجواب يُمكنُ أَنْ يَكُونَ بسيطَ بشكل خادع |
| Ve güzellik aldatıcı bir ölüm çağrısı ve ben sirenin tatlı perdesine tutkunum. | Open Subtitles | أوه الجمال هو نداء خادع نحو الموت وأنا مدمن على صوته |
| RG: Ama olmazki. Bu Hileli bir soru. | TED | روفوس جريسكوم : انه هذا ليس بعدل .. انه سؤال خادع .. انه ليس بينهم أليس كذلك ؟ |
| Hileli soru. Hepsi kokuyor. Ama artık hepsi geçmişte kaldı. | Open Subtitles | سؤال خادع جميع أصابعي لكن الآن هذا كله أصبح من الماضي |
| Bana kalırsa bu konu hakkındaki görüşler oldukça Yanıltıcı. | Open Subtitles | حسناً، شخصياً، أعتقد الحجّة لذلك "خادع" جداً |
| Tuzak amaçlı bir soru değildi. Ne kadarını doğru bildiğimi öğrenmek istedim. | Open Subtitles | انه ليس سؤال خادع , اريد ان اعلم كم انا محقا |
| Bazılarımız da, yanılsamaya kapılarak, biraz zaman, biraz huzur ve bankada biraz parayla kendine ait o odaya sahip olacağını düşünür. | Open Subtitles | وبعضمنايبدأبالتفكيربشكل خادع .. ربما مع القليل من الوقت والراحة والقليل من النقود في المصرف، |
| Güzel yaltaklıyorum sadece. | Open Subtitles | و كلام خادع قليل. |
| Hastaların en çok ihtiyacı oldu anda, aldatıcı yollarla poliçeleri feshetmeye tahsis edilmiş koca bir bölüm. | Open Subtitles | قسم كامل مخصص لإيجاد سبل خادع لإلغاء الاتفاقيات مع المرضى الذي هم في أشد الحاجة إلى أموال التأمين الصحي |
| Bu kayalık çöller aldatıcı bir güzellğe sahip olabilir ama bu kadar kıraç haldelerken pek az yaşam barındırabilirler. | Open Subtitles | قد يكون لهذه الصحاري الصخرية جمال خادع إلا أنَّها عندما تُصبح جرداء هكذا .لا يُمكن إلا لبضع أشكال الحياة أن تصمد |
| Görünüş aldatıcı olabilir. Etrafından dolaşmak daha akıllıca. | Open Subtitles | النظر قد يكون خادع من الأفضل الذهاب من الخلف |
| Öyleyse görünüşü çok aldatıcı, Bay Enderby. | Open Subtitles | اذن, مظهره خادع جدا يا سيد اندرباى |
| Görünüm aldatıcı olabilir. Buradaki hiçbir şey göründüğü gibi değil. | Open Subtitles | المظهر خادع لاشئ هنا يظهر على حقيقته |
| Onun bu duysal maskesinin arkasında karanlık ve aldatıcı bir şeyler hissediyorum. | Open Subtitles | "أستشعر بشيءٍ خادع ومُظلم في تركيبته العاطفيّة." |
| Aslında Hileli bir soru. | Open Subtitles | فى الواقع , هذا سؤال خادع |
| - Hiç bir fikrim yok. - Hileli soru. | Open Subtitles | ليس لدى فكرة - سؤال خادع. |
| Sen de Hileli bir sorusun. | Open Subtitles | أنتِ سؤال خادع |
| Sizin durumunuzda oldukça Yanıltıcı. | Open Subtitles | حسناً، علي أن أقول في حالتك أنه "خادع" جداً |
| Önlem olsun diye Tuzak tasarımlar var. | Open Subtitles | انها تصميم خادع كإجراء احترازي. |
| Bazılarımız da, yanılsamaya kapılarak, biraz zaman, biraz huzur ve bankada biraz parayla kendine ait o odaya sahip olacağını düşünür. | Open Subtitles | وبعضمنايبدأبالتفكيربشكل خادع .. ربما مع القليل من الوقت والراحة والقليل من النقود في المصرف، |
| - Şaşırtmalı soruydu. O parçayı hiç bitirmedi. | Open Subtitles | سؤال خادع لم ينتهي من رسمها |