| - İş dışında tanıdığım en yakın kişi performans sanatçısı bir kadın. | Open Subtitles | . لكل شخص منا أن يعمل باستقلالية أقرب معرفة لي خارج العمل |
| İş dışında dünya tamamıyla farklı bir yer olabilirdi. | TED | أنا أعتقد أن العالم سيكون مختلف تمامًا خارج العمل. |
| En azından iş dışında olan şeyler söz konusu olduğunda. | TED | هذا الأمر متعلق بما يحدث خارج العمل على الأقل. |
| Şimdi benim gibi bir binada yaşıyorsanız, milyon dolarları idare etmek için bekleyen yedi işsiz güçsüz adam vardır. | TED | الآن، إن كنتم مثلي، تعيشون في بناية، هناك سبعة رجال خارج العمل يريدون السيطرة على ملايين الدولارات. |
| Bu resmi bir FBI işi değil yani bunu işin dışında tutabileceğimizi umuyorum. | Open Subtitles | هذه ليست أعمال فيدرالية رسميّة, لذا آمل منك أن تبقي الأمر خارج العمل. |
| Bunu iş dışında hissediyoruz, işe gidip gelirken, evdeyken, dinlenmeye çalışırken. | TED | نشعر به خارج العمل. خلال تجوالنا اليومي، بينما نحن في المنزل، بينما نحصل على نقاهة. |
| Doug tenis oynamak istiyor. İş dışında benimle hiç konuşmaz. | Open Subtitles | دوج يريد لعب التنس إنه لايتكلم معي خارج العمل |
| Bazen, fedakârlık yeni üniformanı iş dışında giymektir. Bu nasıl? | Open Subtitles | بعض الاحيان ، تكون التضحية بإرتدائك الزيّ الجديد عندما تكون خارج العمل |
| Ya da içeri gelebilirim ve gerçekten iş dışında birbirimizi tanıyabiliriz. | Open Subtitles | أو .. أستطيع الدخول ، والتعرف ببعضنا البعض خارج العمل |
| İş dışında çok arkadaşı var mıydı? | Open Subtitles | هل كان لها كثير من الأصدقاء خارج العمل ؟ |
| Bayan Marquez sadece iş arkadaşınız değildi, iş dışında da görüşüyordunuz bu doğru mu? | Open Subtitles | السيدة ماركيز كانت تعمل معك فقط و لكن هل تعرفها خارج العمل |
| İş dışında kankalar gibi birlikte takılıyoruz. | Open Subtitles | نتسكع خارج العمل في منزلك مثل صديقين مقربين. |
| Ayrıca iş dışında sizi kısa şort giyerken gördüğümü buradaki kimseye söylemeyeceğim. | Open Subtitles | و لن اخبر اي احد هنا عن المره التي رأيتك ترتدي سروالك القصير خارج العمل |
| Boş ver, şirketim iş dışında doktorlarla sohbet etmemi istemiyor. | Open Subtitles | إنظر شركتي لا تسمح لي بأن أتواصل مع الأطباء خارج العمل |
| İş dışında çok fazla zamanımız olmuyor. | Open Subtitles | لا نحصل على وقت كثير خارج العمل |
| Naomi iş dışında benimle hala konuşmuyor. | Open Subtitles | ناعومي مازالت لا تتحدث معي خارج العمل |
| O hâlde uzun süre işsiz kalmaya hazırlan. | Open Subtitles | حسناً اذن استعد كي تكون خارج العمل لمدة طويلة |
| Evet aynı zamanda beni işin dışında da tutmaya çalıştın. | Open Subtitles | أجل, و لقد كانت أحمقاً معي خارج العمل أيضاً, أيضاً. |
| izinli oldugunu biliyorum ama baskasini bulamadim. | Open Subtitles | أعرف بأنّك خارج العمل لكن لم يكن هناك أحد آخر |
| Burası Smallville çiftçilerini bu işin dışına iter. | Open Subtitles | هذا قد يضع بقية المزارع الصغيرة خارج العمل. |
| Sana garanti ederim iş haricinde çok sıkıcıyımdır. | Open Subtitles | اضمن لك بأنك ستشعر بوقت سيء انا ممله في خارج العمل |
| - Bir ara mesai dışında da görüşmemiz lazım. | Open Subtitles | علينا المرافقة أحياناً خارج العمل ليس عليك أن تخبرني مرتين |
| Cesaret idmanlarını mesai saatleri dışında yap, şişko. | Open Subtitles | تعلم الجرأة خارج العمل أيها السمين |