"خاطرت" - Translation from Arabic to Turkish

• riske attın
• tehlikeye attın
• tehlikeye attım
• riske attım
• tehlikeye attı
• riske attı
• risk aldın
• risk aldım
• ortaya koydum
• göze
• tehlikeye attığınız
• pahasına

Başkası için hayatını riske attın. Bundan büyük sevgi yoktur.
لا ، لا ، لقد خاطرت بحياتك لأنقاذ حياة أخرى ، لا يوجد حب اعظم من هذا

Başkası için hayatını riske attın. Bundan büyük sevgi yoktur.
أنت خاطرت بحياتك من أجل آخر لا يوجد حب أعظم من ذلك

Hayatını tehlikeye attın. Birleşik Devletler'in korumasındasın.
لقد خاطرت بحياتك ومن واجب المسئولين في مباحث الأمن الأمريكي حمايتك

Sadece beni ve kardeşlerimi tehlikeye atmakla kalmadın bir de masum insanların hayatını tehlikeye attın.
ليس فقط وضعتني أنا وأخواتي في خطر ولكنكَ خاطرت بأرواح بريئة كيف أمكنك هذا؟

Sen yönetici olarak kalasın diye... kendi makamımı tehlikeye attım.
.. لقد خاطرت بمنصبي من أجل إبقائك كمدير تنفيذي

Eskiden delice şeyler yaptığım çok oldu, ...hiç düşünmeden hayatımı riske attım.
لقد فعلت بعض الاشياء المجنونه خاطرت بحياتى بدون حتى أن أعيد التفكير

Düzeltebilmek için her şeyi yaptı, hayatını tehlikeye attı bu hiç adil değil!
ضحت بكل شئ لتنقذ الموقف , لقد خاطرت بحياتها ان هذا ليس عدلا

Benden hoşlanmıyorlar bile. Sen sevdiğin insanlar için yaşamını riske attın.
أعني، خاطرت بحياتك لمساعدة الناس الذين تحبينهم

Demem şu ki, sen sevdiğin insanlar için yaşamını riske attın.
أعني، خاطرت بحياتك لمساعدة الناس الذين تحبينهم

Beni iyileştirdiğin zaman bütün bunları riske attın, değil mi?
إذن فحين داويتني فقد خاطرت بأن يفتضح أمرك, صح؟

Prenses seninle konuşmak istiyor. Beni başka bir adama vermek için hayatını tehlikeye attın.
الأميرة تريد أن تتحدّث معك لقد خاطرت بحياتك لتعطينى لرجل آخر

Hadi ama hayatını tehlikeye attın, eğer 20 yıl önce orada olabilseydik.
هيّا يا رجل لقد خاطرت بحياتك أعني , أجل لو كنـّا وصلنا هناك قبل 20 سنة

Bana güvenmeyi bıraktığında her şeyi tehlikeye attın.
خاطرت بكل شئ عندما لم تعد تثق بي و عندما غادرت السيارة

Belki geride kalanları tehlikeye attım ama bu riski almaya hazırdım.
ربما خاطرت بحياتنا جميعا ولكنها مخاطرة علي قبولها

- Senin için hayatımı tehlikeye attım. - O muhasebeciyi bulmam gerekiyor.
خاطرت بحياتى لأجلك اريد العثور على كاتب الحسابات

Seni buralara getirmek için kendi kıçımı tehlikeye attım ve tek istediğim işbirliğiydi!
خاطرت بمستقبلي لتأتي إلى هنا وكل ما أردته هو بعض التعاون

Bugün 15.000 dolar için hayatımı riske attım çünkü kulübün buna ihtiyacı vardı.
خاطرت بحياتي اليوم لأجل 15 ألفاَ لأن النادي يحتاجها

Sen bir aptalsın. Bunu çalarken işimi riske attım.
أيها أحمق , خاطرت بوظيفتي لأسرق ذلك لترى إذا كان بإمكانك الإستمناء ؟

Ama markete giderek hayatımı riske attım ben.
ولكني خاطرت بحياتي لجلب تلك المواد التموينية.

Bizim için hayatını tehlikeye attı. Üstelik onun için yabacıydık.
خاطرت بحياتها من اجلنا, ومن نحن ماعدا غرباء؟

-Evet..seni korumak için hayatını riske attı
نعم , اود قول ذلك لقد خاطرت بحياتها من اجلك

Birbirimizi çok az tanıdığımız için kafan karışabilir ama brifing odasında muhteşem şakalarıma destek vererek büyük bir risk aldın.
أنت ربما مرتبك ،لأننا بالكاد نعرف بعضنا البعض لأنّك حقًا خاطرت بحياتك عندما دعمتني .أثناء إلقائي للمزح في غرفة الإحاطة

Bana yalan söyleme. Seni izlemekle büyük bir risk aldım.
لا تكذبي علي خاطرت كثيراً لأتبعك إلى هنا

Hayatımı seni kurtarmak için ortaya koydum ama saygı göstermiyorsun.
تعرف بأني خاطرت بحياتي محاولا انقاذك ومازلت لا تعطيني أي احترام

Ve ölüm tehlikesini göze aldığını biliyordu ve kelimenin tam anlamıyla silahla alaşağı edildikten sonra sonra aynı tank tarafından ezildi.
وعرفت أنها خاطرت للموت, والتي رميت بالفعل بالرصاص ودهستها الدبابة الحربية ..

Demek istediğim, durdurmak için hayatınızı tehlikeye attığınız konu buydu.
أقصد أن هذا هو ما خاطرت بحياتك لردعه

Yasalarımızı çiğnemekte ısrar eder ve bu kapıdan geçmek istersen, hayatım pahasına seni durdurmak zorundayım.
وإن أصريت على خرق قانوننا ،والمرور من هذه البوابة فلا بد أن أردعك حتى لو خاطرت بحياتي