| ve ben de ona ''Sorun değil, oluyor. Ama teşekkürler.'' dedim. Ve o anda şunu farkettim: teyze ya da savunucu olmak zorunda değilim, | TED | وأدرك في تلك اللحظة أنه لا يجب علي أن أكون خالة أو محامية، يمكنني أن أكون كلاهما. |
| Lütfen, hiçbir şeyin değişmeyeceğini söyle bana, Belle teyze. | Open Subtitles | من فضلك , قولي لي أنها لا تشكل معكي فارقا يا خالة بيلي |
| Şunu söylemek istiyorum ki Julia'yı teyze yapıyorum ve çok ama çok yakın bir zamanda aynı davranışı bekliyorum. | Open Subtitles | واردت ان اقول سوف اجعل جوليا خالة لذا انتظر منها المثل قريبا جدا |
| Hırsızımız teyzesi kayıp raporu verdiğinden beri. teyzesi mi? | Open Subtitles | صحّحنا مسارنا حين قدّمت خالة السارق بلاغاً. |
| - Gaz saldırısına karşı, Isabel teyze. | Open Subtitles | في حالة تعرضنا لهجوم بالغاز خالة ايزابيل |
| Mel teyze, ödül parası senin seçtiğin hayır kurumuna gidecek. | Open Subtitles | يا خالة ميل, إن الجائزة المالية تذهب لأى عمل خيرى تختارينه |
| Lütfen Mel teyze. Bu para çocukların hayatlarını değiştirebilir. | Open Subtitles | أرجوك يا خالة ميل, هذا المال قد يغير حياة هؤلاء الأطفال |
| Önemli değil, Mel teyze. Bir dahaki sefere inşallah. | Open Subtitles | لا عليك يا خالة ميل, سوف يكون هناك مرة قادمة |
| Selam Mel teyze, ikinci kutuya yeni geçtim. | Open Subtitles | مرحبا يا خالة ميل, أنا بالفعل فى الصندوق الثانى |
| Nancy teyze, Kiku diye biri üç kez seni aradı. | Open Subtitles | خالة نانسي امرأة تدعى كيكو اتصلت ثلاث مرات |
| Hayır. Alex'in onu kendi çocukları gibi yetiştirmiş teyze ve dayısı var. | Open Subtitles | كلاّ، بل لديه خالة وزوجها اللذين ربّياه كولدهما. |
| "teyze olacağım, çok da kötü sayılmaz." | Open Subtitles | أظن أنني سأصبح خالة وهذا ليس بالأمر السيء |
| teyze Phoebe Bu hayali arkadaşlar kağıt üzerinde tutmak gerekir. | Open Subtitles | .. (خالة (فيبي ، يجب أن تحتفظي بورقة الأطفال الخياليين |
| Vazgeçme, Selma teyze. Çin'de evlatlık alınmayı bekleyen binlerce kız bebek var. | Open Subtitles | لا تيئسي يا خالة (سيلما) ، بـ(الصين) آلاف الفتيات اللاتي يحتجن للتبني |
| Çantaya bayıldım Betty teyze. | Open Subtitles | -أحب حقيبتكِ, خالة بيتي -ماركة لويس فيتون |
| Hadi, Tracy teyze. Bize anlat. | Open Subtitles | هيا يع خالة ترايسي ما المشكلة ؟ |
| Nick'in teyzesi ortaya çıkmadan önce kendi işinde gücünde, mutlu bir avukattım ne güzel. | Open Subtitles | تعلمين، كنت محامية سعيدة أُدَبِّر أشغالي قبل قدوم خالة نيك للمدينة |
| DeGeorge geçen sene polisi arayarak Trina'nın teyzesi Jodie'nin ona saldırdığını iddia etmiş. | Open Subtitles | إتّصل (ديجورج) بالشرطة في العام الماضي إدّعى أنّ خالة (ترينا)، (جودي) إعتدت عليه |
| Papazın halası hiç likör içmediyse şampanya içmiş halini görmelisiniz. | Open Subtitles | آسف إذا كانت خالة النائب لم تلمس الخمور ليس علينا سوى الانتظار حتى تجد الشمبانيا |
| Lisa'nın teyzesine eşyaları taşımaları için yardım edecekti. | Open Subtitles | أنا فقط أقل نيد أراد مساعدة خالة ليزا في نقل باقي أغراضها |
| Harika bir teyzesin. | Open Subtitles | أنتِ خالة مدهشة. |
| Bu doğru. Adamın teyzesinin adı Belle'ymiş. | Open Subtitles | لا بد أنه كان لديه خالة تدعى بيلي |
| Merhaba teyzeciğim. | Open Subtitles | مرحباً، يا خالة |
| Amcan ya da teyzen falan yok mu yani? | Open Subtitles | لم تقابلي أيّ خال أو خالة قط ؟ |
| - Bu duruma göre ben, teyzeyim. | Open Subtitles | -لقد أصبحت خالة |
| Adım Mickey. Sabrina Pemberton'ın teyzesiyim. | Open Subtitles | اسمي (ميكي) أنا خالة (سابرينا بامبرتون) |
| 27 yaşında kanserden ölen bir teyzem vardı. | Open Subtitles | كانت لي خالة توفت بمرض السرطان عندما كانت في 27 |