| Bu kozalaklı ağaç ve eğrelti otu ormanlarındaki çoğu bitki kışın karanlığında uykuda olmaya uyum sağlamış. | Open Subtitles | معظم النباتات في هذه الغابات الصنوبرية الفريدة تكيفت لتبقى خاملة خلال ظلام فصل الشتاء |
| Virüsler uzun zamanlarda uykuda kalabilirler. | Open Subtitles | . الفيروسات يمكنها أن تبقى خاملة للفترات الطويلة |
| uykuda olduğunu söylemedim mi az önce? Ama dokunarak aktif hâle geldi. | Open Subtitles | قلت أنها كانت خاملة لكنها تم تشغيلها بواسطة اللمس |
| Adanın kuzeyinde uykuda olan volkanlar bulunur. | Open Subtitles | شمال الجزيرة مرقطٌ ببراكينَ خاملة |
| Etkin olmamasının anlamı uykuda demektir. | Open Subtitles | خاملة تعنى نائمة |
| Scottie'nin uykuda bir ajan olduğuna dair kanıtın nedir? | Open Subtitles | (ما الدليل الذي لديك أن (سكوتي عميلة خاملة ؟ ؟ |