| Zavallı kızı hüsrana uğrattık. | Open Subtitles | لقد خذلنا تلك الفتاة المسكينة. |
| Ya muhbir güvenilirse, Helios'u kıl payı kaçırdık Generalleri hayal kırıklığına uğrattık. | Open Subtitles | لو كان المُخبر موثوقًا، وفقدنا هيليوس ببضع بوصاتٍ قصيرة... ألا نكونُ قد خذلنا الجنرالات في بلادنا؟ |
| Burası aşkı tattığım şehir. Aynı zamanda aşkın bizi yüzüstü bıraktığı yer. | Open Subtitles | "وقعت في الحبّ في هذه البلدة وهنا حيث خذلنا الحبّ" |
| Sistemin bizi yüzüstü bıraktığını düşünüyordu. | Open Subtitles | لقد ظنت ان النظام قد خذلنا |
| Biz ikisini de yüzüstü bıraktık, onun öfkesine gerekli çıkışı ve hak ettiği çözümü vermeyerek. | TED | لقد خذلنا كلاهما بعدم منح غضبها ما يستحقه من استيعاب وسلطة في القرار. |
| LB: Tespit hızı açısından hayal kırıklığına uğradığımızı sanmıyorum. | TED | لاري بريليانت: حسناً، لا أعتقد أننا خذلنا من حيث سرعة الكشف. |
| Ama bir şey var ki bilim bizi bu hayvanların... ...sahip olduğu özgün kişilikleri... ...karşısında hayal kırıklığına uğrattı. | TED | و لكن إحدى الأشياء التي خذلنا فيها العلم هي الشخصية, - شخصية الحيوان - الشخصية الفريدة التي تملكها هذه الحيوانات. |
| Hepimiz uğrattık. | Open Subtitles | نجن جميعا خذلنا بعضنا |
| Alex Murphy'yi hüsrana uğrattık. | Open Subtitles | لقدْ خذلنا (أليكس مورفي) و لكنني أُريدك أن تفكر بالصورة الأكبر |
| Walter'ı bir kere hayal kırıklığına uğrattık, bir daha olmayacak. | Open Subtitles | خذلنا (والتر) مرّة بالفعل، مرة ثانية ليست خياراً. |
| Noel Baba'yı başarısızlığa uğrattık. | Open Subtitles | (خذلنا (سانتا. |
| Vezir Hamlesi'nde ölmeden önce bana bizi yüzüstü bıraktığını itiraf etti. | Open Subtitles | على متن (مناورة كوين) قبل موته، اعترف إليّ بأنّه خذلنا. |
| Hayaleti bizi yüzüstü bıraktı. | Open Subtitles | كيانها هو ما خذلنا |
| - Fakat bizi yüzüstü bırakamazsın. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك خذلنا |
| Keşke biraz daha ilaç olsaydı, herkesi yarı yolda bıraktık. | Open Subtitles | لا مزيد من العقاقير ، لقد خذلنا الجميع |
| Hepimiz onu yarı yolda bıraktık. | Open Subtitles | أعتقد أننا جميعاً خذلنا هانا |
| Bu şehri hayal kırıklığına uğrattığımızı söyledi. Haksız da değil. | Open Subtitles | أخبرَتني أنّنا خذلنا هذه المدينة، وإنّها ليست مخطئة. |
| Bir kişi bizi hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | شخص واحد خذلنا, لكن هنالك جنس بأكمله |
| Amcanız hepimizi hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | لقد خذلنا عمكما |