| Pekala, herkese yetecek kadar var. Bunları kutulara ya da çantanıza koyup evlerinize götürün. | Open Subtitles | حسنا هناك ما يكفى للجميع خذوه لبيوتكم فى صناديق خذوه لبيوتكم فى حقائب |
| Korkunç ölümünü hazırlamam yıllarımı alacak. götürün onu. | Open Subtitles | سأحتاج لسنوات لأحدد طريقة موتك المريعة خذوه بعيداً |
| Revire götürün. Söyleyin bağlı tutup, muayene etsinler. | Open Subtitles | خذوه الى المستشفى اخبرهم ان يحجزوه ويفحصوه |
| Bu yüzden lütfen çabuk alın benden de gizlice bakmayayım. | Open Subtitles | لذا أرجوكم , خذوه مني بسرعة حتى لا أتللصص علية |
| 50 dolara siyah beyaz, alın ya da gidin! | Open Subtitles | الجهاز الأبيض و الأسود يساوى 50 دولار خذوه أو أتركوه |
| Seni her türlü alırız zaten! Yakalayın! | Open Subtitles | سنحصل عليك في أي حال خذوه |
| Onu düzgünce kontrol altında tutabileceğiniz bir yere götürün. | Open Subtitles | خذوه الى اى مكان تستطيعون فيه السيطره عليه |
| Onu yargılanması ve yakılması için götürün. | Open Subtitles | خذوه إلى صالة الإبادة. لمحاكمة مختصرة , ثم إشعاله. |
| Onu eve götürün. Neler yaptığını annesi öğrensin. | Open Subtitles | خذوه الى البيت، وتاكدوا ان امه علمت بما فعل اليوم |
| Adli tıbba hapishane arabasıyla götürün. | Open Subtitles | خذوه إلى رئيس مكتب الفحص الشرعي في شاحنة الحجز |
| İsterseniz alın ormana götürün. Ben sadece huzur istiyorum. | Open Subtitles | ولكن ليس هنا خذوه إلى الغابات، طالما أنها هادئة |
| Güvenlik, şunu benden uzaklaştırın ve şok odasına götürün. | Open Subtitles | أيها الأمن ، خذوه وجهزوه للعلاج بالكهرباء |
| Hala zaman varken onu Kriyojenik'e götürün. | Open Subtitles | خذوه إلى غرفة عالية التبريد بينما مازال هناك وقت |
| - Onu otoparka götürün! - Hayır, hayır! Yapmayın! | Open Subtitles | خذوه الى المواقف , لا لا لا لا يا جماعه ارجوك لا , ما اللذي تفعله كــــــايل ؟ |
| Babanız için de bir tabak var. Sonra götürün, çocuklar. | Open Subtitles | .هناك طبق لوالدكم خذوه إليه لاحقا يا أولاد |
| Onu hastaneye götürün, giydirip hazırlayın, lütfen. | Open Subtitles | خذوه الى المستشفى واعطوه بعض الثياب والفتيات |
| Ben "yemek hazır" veya "gelin ve alın" demeyi seviyorum ama sen bilirsin. | Open Subtitles | أحب أن أقول أشياء مثل:"الحساء جاهز" أو "أو تعالوا خذوه" ولكن ذلك اختياري" |
| Gelin alın! Burada güvenle saklayabilirsiniz! | Open Subtitles | تعالوا و خذوه , يمكنكم إبقاءه في أمان هنا |
| Yakalayın! Hadi! | Open Subtitles | - خذوه هيا هيا - |
| Güzel, şimdi çıkarın şunu, çünkü kafamın içi bir sürü soruyla dolu ve hiçbirinin cevabı bana zerre mutluluk getirmedi. | Open Subtitles | حسناً, حسناً. خذوه لأن رأسى ملىء بالأسئله و لا أى إجابه عليهم |
| Yardım edin, yardım edin, yardım edin Hey! Al onu | Open Subtitles | ساعدوني، ساعدوني من فضلكم خذوه |