| Ben bir şey yapmadım. Sorun şu hurda jipte. | Open Subtitles | لم أفعل شيئا تلك الجيب قطعه خرده |
| Vay canına! Bir hurda. - Hiç gerek yoktu. | Open Subtitles | خرده معدنية ما كان يجب أن تأتي بهما |
| hurda metal arıyordu, parça alıyordu. | Open Subtitles | كان يبحث عن خرده حديد, قطع للبيع |
| Çöp kutusu. Trafiği durduramaz. "Decon" temizleme gibi mi ? | Open Subtitles | انه خرده و لا يمكنه حتى ايقاف اشارة ضوئيه ديكون نفسه اللذي في ازالة التلوث. |
| Çöp, hepsi Çöp. | Open Subtitles | خرده ، كلها خرده |
| Hoş bir döküntü yığını,evlat. | Open Subtitles | انها اكثر كومه خرده بديعه حصلت عليها يا بنى |
| Kısmen araba demiştin döküntü dememiştin, baba. | Open Subtitles | انت قلت انها نصف سياره وليست نصف قطعه خرده |
| Eskileri alıyorum... hurda alıyorum... Alüminyum alıyorum... | Open Subtitles | خرده معدنيه , اواني , اي شيئ سأشتريه |
| Bu eski Hitit işleri birer hurda. | Open Subtitles | أشياء هايتى العجوز خرده. |
| Bu hurda parçasının arkasından ağlamayacaksın ya? | Open Subtitles | لن تبكي بسبب قطعه خرده, صحيح؟ -لا |
| Tabii Bumblebee böylesine dandik bir hurda yığını değildi. | Open Subtitles | لو كان "بامبل بي" قطعة خرده بائسه |
| - hurda metalden. | Open Subtitles | - حديد خرده |
| Çöp değil. | Open Subtitles | ليست خرده ! |
| Ve annemle babamın her gün beni o döküntü arabayla okula bırakmasının ne kadar utanç verici bir şey olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | و هل تعرفون كم هو محرج ان تأتي كل عائلتك لتنزلك للمدرسه في سياره خرده |
| - Dostum, döküntü bunlar. | Open Subtitles | -هذه خرده |