| Ama pencereden çıkar çıkmaz bunun korkunç bir hata olduğunu anladım. | Open Subtitles | و لكن بمجرد خروجي من النافذة علمت أنني قمت بخطأ شنيع. |
| Ben Jennifer Callfield ve buradan çıkar çıkmaz aktris olmak için Los Angeles'a gideceğim. | Open Subtitles | أَنا جينيفر كولفيلد وبمجرد خروجي من هنا سأذهب إلى لوس أنجلوس لكي أكون ممثلة |
| Hapisten çıktıktan sonra birlikte bir şeyler içtiğim ilk kızsın. | Open Subtitles | أنتِ أول فتاة أتناول مشروب معها منذ خروجي من السجن |
| - Sen benim çıkış biletimsin. | Open Subtitles | انا أسف يارجل انت هو تذكرة خروجي من هنا آسف |
| Ne kadar erken başlarsak, buradan o kadar erken çıkıp Yeni Dünya'ya dönebilirim. | Open Subtitles | كلما أسرعنا بالبدء ، كلما عجـّل ذلك من خروجي من هنا ، و الرجوع للعالم الجديد. |
| Hastaneden çıktığım için çok daha iyiyim. Ama Eric eve gitmeme izin vermiyor. | Open Subtitles | بتحسن كبير بعد خروجي من المستشفى لكنه لا يدعني أعود للمنزل |
| Kendimi dallara doğru yukarı çekiyorum, sudan çıkarken, omzumdan aşağı bakıyorum. | TED | فأسحب نفسي نحو الأغصان، لحظة خروجي من الماء، نظرت فوق كتفي. |
| Hastanede uyandığımda kimse arabadan nasıl çıktığımı anlayamamıştı. | Open Subtitles | حين استيقظتُ في المستشفى لم يستطع أحد معرفة كيفية خروجي من السيارة |
| -Hapishaneden çıktığımda yumruk makinesi gibiydim. | Open Subtitles | بعد خروجي من السجن كنت كآلة مصممة للقتال |
| Durun bir dakika. Geçen hafta dışarı çıktığımdan beri temizim ben. | Open Subtitles | مهلاً ، لقد أصبحت شريفاً منذ خروجي من السجن الأسبوع الماضي |
| Hapisten çıkar çıkmaz oracıkta öldürüleceğim hissine kapılmıştım. | Open Subtitles | أذكر بأن شعوراً كان يغمرني بأني سوف أُقتل بعد خروجي من السجن مباشرةً |
| Serbesttim. Hapisten çıkar çıkmaz oracıkta öldürüleceğim hissine kapılmıştım. | Open Subtitles | أذكر بأن شعوراً كان يغمرني بأني سوف أُقتل بعد خروجي من السجن مباشرةً |
| Arabadan çıkar çıkmaz onu tercih ettiğini anladım. | Open Subtitles | لقد عرفت حال خروجي من السيارة أنك تفضلينها |
| Ben şehirden çıkar çıkmaz, bensiz Noel partisi mi veriyorsunuz? | Open Subtitles | "في لحظة خروجي من المدينة تُقيمون حفلة عيد ميلاد بدوني؟" |
| Totanham sulh mahkemesinden çıktıktan iki gün sonra evlendik. | Open Subtitles | تزوجنا بعد يومين من خروجي من محكمة الصلح توتنهام |
| Duruşma, çıktıktan sonra bir saat içinde yapılacaktı. | Open Subtitles | جلسة السماع كان عليها ان تكون بعد ساعه من خروجي من السجن |
| "Umarım çıkış neşelidir ve umarım bir daha geri dönmem." Frida. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون خروجي من الدنيا مبهجا وأتمنى أن لا أعود ثانية فريدا |
| O elmas benim bu lanet kıtadan çıkış biletim. | Open Subtitles | تلك الماسة هي تذكرة خروجي من هذه القارة البائسة |
| Bu akıl hastanesinden çıkıp da üniversitede normal insanlarla yaşayacağım zaman için gün sayıyorum. | Open Subtitles | وانا أعد الايام التي بقيت على خروجي من منزل المجانين هذا لأذهب للجامعة, ولأكون مع اشخاص طبيعيين |
| Birisi muayenehaneden çıktığım sırada bana ateş açtı. | Open Subtitles | لقد أطلق النار علي أحدهم عند خروجي من العيادة. |
| Tabii o kadının sesini duyduğum zamanı ve lağımdan çıkarken gördüğüm adamı saymazsak, diyor. | Open Subtitles | ماعدا الفترة التي سمعت فيها صوت المرأة والرجل الذي التقيته ساعة خروجي من المجاري |
| Oradan nasıl çıktığımı bile hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لست حتى متأكداً من كيفية خروجي من هناك |
| Zaten işten çıktığımda Kmart kapalıydı. | Open Subtitles | على أية حال، محل كمارت كان مغلق وقت خروجي من العمل |
| Hastaneden çıktığımdan beri, olaylar yeni bir bakış açısı almaya başladı. | Open Subtitles | منذ خروجي من المستشفى أخذت الأمور منحنى جديداً |
| DYAD onun kontrolünde. O olmasa ben kurtulamazdım. | Open Subtitles | إنها تتحكم بـ"داياد"، وهي السبب في خروجي من هناك |