| Evet mektup göndermişsiniz. Ama sadece sizin şartnamenizi, cevap almamışsınız. | Open Subtitles | لقد بعثت خطاباً أجل ولكن وفقاً لملفك لم تتلقي رد |
| Daha sonra mektup yazdı ve yine para istedi ama reddettim. | Open Subtitles | ثم أرسل لي خطاباً يطلب فيه المزيد من الأموال لكنني رفضت |
| Daha sonra mektup yazdı ve yine para istedi ama reddettim. | Open Subtitles | ثم أرسل لي خطاباً يطلب فيه المزيد من الأموال لكنني رفضت |
| Siz onlara uzun politik bir konuşma yapabilirdiniz yine de anlayamayabilirlerdi. | TED | يمكنك أن تقدم لهم خطاباً سياسياً طويلاً وما يزالون لا يفهمون. |
| Elime gözüme bulaştırıyorum her şeyi. Birazdan bir konuşma yapacağım. | Open Subtitles | يجب أن ألقي خطاباً الليلة، أتعتقدين أن أحداً سيلاحظ هذا؟ |
| Ve asıl keyfin beklenmedik olanda gizli olduğunu. Kısa ve tatlı bir konuşmaydı. | Open Subtitles | وأن البهجة الحقيقة تكمن فيما لا نتوقعه كان خطاباً قصيراً ومعبراً |
| Bununla ilgili bir sorunun varsa neden bir milletvekiline mektup yazmıyorsun? | Open Subtitles | إذا كان لديك مشكلةمعهذا، لِمَ لا ترسل خطاباً لعضو بالكونغرس ؟ |
| Gitmeden hemen önce Doktor ondan mektup aldı, şimdiyse herif öldü mü? | Open Subtitles | لقد تلقى الدكتور خطاباً منه قبيل مغادرتي مباشرة، والآن هو قد مات؟ |
| ya da BTS veya Lizzo'yu dinlerler ya da 12 ay içinde okumaları için kız kardeşlerine, müdürlerine veya kendilerine mektup yazarlar. | TED | أو يسمعون بي تي إس أو ليزو، أو يكتبون خطاباً لشقيقاتهم أو رؤسائهم أو لأنفسهم، للقراءة في 12 شهراً. |
| Bir mektup yazdım ya da o yazdı ve ben imzaladım. | Open Subtitles | كتبت خطاباً أو أنها كتبته ووقعته .. لا أتذكر |
| Annesi postaneyi satın alana kadar mektup yazsa ne olur? | Open Subtitles | بإمكانها تكتب خطاباً إلى عضو الكونجرس اذا كانت تملك مكتب البريد. |
| Aslında, mahkemeden sonra, o bana bir açık sözlü bir mektup yazdı. | Open Subtitles | بالواقع، بعد المحاكمة، كتبتَ لي خطاباً توضح ذلك |
| Bana mektup yazdı ve neden olduğunu öğrenemedim. | Open Subtitles | لقد كتبت لي خطاباً وحتى الآن لا أعرف السبب |
| Ne vakit bir bombardıman olsa Goebbels halk pazarına gelip konuşma yapıyordu ve azimle devam etmemizi söylemeye çalışıyordu. | Open Subtitles | حينما تتعرض منطقه لقصف عنيف يظهر هو فى التجمعات العامه ليلقى خطاباً ما ويحاول أن يشجع الناس على التحمل |
| Daveti filme çekeceğiz, dokunaklı bir konuşma yapacaksın ve reytingler... | Open Subtitles | سنصوّر لقائك مع عائلتك وتلقي خطاباً مؤثراً ونسب المشاهدة ؟ |
| Şu an pek hatırlayamadığım heyecan verici bir konuşma yapmıştı. | Open Subtitles | أعطاني خطاباً مثيراً لا أستطيع أن أتذكر الكثير منه الآن |
| Ben taç giyecek olsam, zamanımı halkım için bir konuşma hazırlıyarak geçirirdim. | Open Subtitles | لو كانوا سوف يتوجوني، لربما قضيت الساعات الماضية في إعداد خطاباً لشعبي. |
| Gelinin babasının tekrar konuşma yapacağına dair bir söylenti duydum. | Open Subtitles | أسمع شائعات أن والد العروس سيقوم بإلقاء خطاباً آخر علينا |
| Güzel bir konuşmaydı. | Open Subtitles | ذلك كان خطاباً جيداً الذي قمت به |
| Babam sorumluluk ve fedakarlık konulu çok uzun bir nutuk attı. | Open Subtitles | .. أو ربما بقّالاً .. ولكن أبي أعطاني خطاباً كبيراً عن المسئولية والتضحية |
| O kadar yalnızsın ki. Bankadan gelen mektubu da gördüm. | Open Subtitles | أنتِ وحيدة جداً ولقد رأيت خطاباً من البنك |
| Zamanın başbakanı parlamentoya, bütçe konuşması yapmak için gitti ve asla unutmayacağım bazı şeyler söyledi. | TED | وذهب رئيس الوزراء في ذلك الوقت إلى البرلمان ليلقي خطاباً عن الميزانية، وقال بعض الأشياء التي سوف لن أنساها ابدأ. |
| Senden Swearengen'e en son not götüren kişi öldü. | Open Subtitles | آخر رجل بعث له خطاباً إنتهى ميتاً |
| Belediye başkanına hitap edilmiş. Laboratuvar içindeki bu mektupla beraber bize yolladı. | Open Subtitles | كان معنون إلى العمدة وقد أرسله المعمل إلينا، ومرفق معه خطاباً بالداخل |
| Her aramadan önce sana moral kuvvet konuşması yapmak zorunda mıyım? | Open Subtitles | أسيكون علي أن أعطيك خطاباً تحميسياً قبل كل مكالمة؟ |