| Şunu düşünün, bugün Amerika'da yoksulluk sınırının altındaki çoğu insanın yine de elektiriği, suyu, tuvaletleri, buzdolapları, televizyonu, cep telefonları, klimaları ve arabaları var. | TED | فكر في هذا، في أمريكا اليوم أغلبية الشعب الذي يعيش تحت خط الفقر مازال لديه كهرباء وماء ومراحيض وثلاجات وتلفاز وهواتف نقالة ومكيفات وسيارات. |
| Bir fikriniz olması için, bugün şehirlerde yaşayan üç milyar insanın bir milyarı yoksulluk sınırının altındadır. | TED | لكي تكون لديكم فكرة، بين الثلاثة مليارات شخص بالمدن اليوم، مليار منهم يعيش تحت خط الفقر. |
| - Yoksulluk sınırında yaşayan insan sayısında 36'ncıyız. - Kendinden emin. | Open Subtitles | ـ المرتبة 36 في الأشخاص الذين يعيشون تحت خط الفقر ـ لديه صلابة في الرد |
| Bu doğru. Yoksulluk sınırında olduğumuz öğrendim. | Open Subtitles | هذا صحيح لقد اكتشفت للتو أننا تحت خط الفقر |
| 1974 yılında, bu küçük kasabadaki herkese temel gelir garantisi verilerek kimsenin yoksulluk sınırı altında kalmayacağı garantilenmiş. | TED | في 1974، تم ضمان دخل أساسي لكل سكان هذه البلدة الصغيرة، للتأكد ن أن لا يتدنى مستوى أحد تحت خط الفقر |
| ve biliyoruz ki dünyada yedi milyar insan var, öyleyse fakirlik ve hava çizgisi arasında bir yerlerde yaşayan, bir, iki, üç, dört milyar insan olmalı. | TED | وهناك ما يقارب 7 مليارات شخص في هذا الكوكب لذا لابد من وجود 4 مليار شخص يعيشون فوق خط الفقر .. واسفل خط " الطيران " |
| NEREDEYSE HİÇ SUÇ İŞLENMİYOR VE YOKSULLUK SINIRI ALTINDA YAŞAYANLARIN SAYISI HER YIL GİDEREK AZALIYOR. | Open Subtitles | وكل عام يعيش عدد أقل من الناس تحت خط الفقر" |
| Hakkaniyetin, ev sahipliğinin gelirin, işlerin yok olmasıyla dünyada 50 milyon insan yeniden yoksulluk sınırının altına düşebilir. | Open Subtitles | تحطيم الدخول و الوظائف قد ينتهى 15 مليون إنسان تحت خط الفقر مرة أخرى |
| Sokakta yaşayıp, çöp kutularından beslenip yoksulluk sınırının altında yaşamanın ne olduğunu öğrenince. | Open Subtitles | من العيش في الشوارع والأكل من القمامة لمجرد أن تعرف كيف هي المعيشة تحت خط الفقر |
| 2018 Mayıs'ında, federal yoksulluk sınırının altında yaşayan bin anneyi Amerikan hastanelerinde doğum yaptıktan kısa bir süre sonra toplamaya başladık. | TED | في مايو عام 2018، بدأنا بتوظيف 1000 أم تعيش تحت خط الفقر الفدرالي بعد فترة قصيرة من الولادة في عدد من المستشفيات الأمريكية. |
| Bölgemizde yaşayanların yüzde 50'si ya Yoksulluk sınırında ya da yoksulluk sınırının altında. Yüzde 25'imiz işsiz. Düşük gelirli vatandaşlar çoğu zaman | TED | هناك 50 في المائة من سكاننا يعيشون عند خط الفقر أو تحته 25 في المائة من بيننا لا يعملون. غالباً ما يستخدم المواطنون ذوي الدخل المنخفض |
| Rusya'nın 3'te 1'i yoksulluk sınırının altına düştü. | Open Subtitles | ثلث الشعب الروسى سقط تحت خط الفقر |
| Bugün uzmanlar yaklaşık 140 milyon Rus'un çok yakında yoksulluk sınırının altında yaşayacağına inanıyor. | Open Subtitles | تجربة واحدة أجريت اليوم" "خلفت 140 مليون روسى "سيعيشون قريباً تحت خط الفقر" |
| Burke İlçesi ülkenin en fakir beş eyaletinin en yoksul bölgelerinden biri ve Donna'nın öğrencilerinin yüzde 100'ü Yoksulluk sınırında veya altında yaşıyor. | TED | الآن، "مقاطعة بورك" هي واحدة من أفقر المناطق في الخمس ولايات الأكثر فقرًا في البلاد، ويعيشُ حوالي 100% من طلاب دونا عند أو تحت خط الفقر. |
| Yoksulluk sınırında yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش على خط الفقر. |
| Bu da demek oluyor ki, yoksulluk sınırı altına indiğiniz anda geliriniz dolduruluyor. | TED | هذا يعني تعويض النقص في دخلك حالما ينخفض مستواك تحت خط الفقر. |
| 40 milyon kişi yoksulluk sınırı altında yaşıyor. | Open Subtitles | و40 مليون شخص يعيشون تحت خط الفقر |
| Bunlardan biri mikro-finans ve mikro-girişimi teşvik etmek için teknolojiler geliştirmek. Böylece yoksulluk sınırı altında yaşayan insanlar, bundan bir çıkış yolu bulabilirler-- ve bunu geleneksel sepet yapımı, kümes hayvanı besleme gibi yollarla yapmazlar. | TED | واحده منها هي ايجاد تقنية لتطوير الميكرو-اقتصاد والميكرو-مشروع, حيث تمكن الناس الذين يعيشون دون خط الفقر أن يجدوا طريقة ليتحركوا -- وأنهم لا يفعلون ذلك باستخدام نفس الطرق الاعتيادية بتربية الدجاج وصنع السلال, الى آخره. |
| Ekonomik büyümeyi sağlayabildi ve anlamlı bir şekilde birçok insanı yoksulluktan kurtardı, özellikle 300 milyondan fazla kişiyi fakirlik dışına iterek yoksulluk için küçük bir farkındalık sağladı. | TED | استطاعت تحقيق نمو اقتصادي مذهل و نقل الناس بطريقة هادفة خارج خط الفقر ووضع عراقيل ضد الفقر بنقل اكثر من 300 مليون شخص خارج العوز و الحاجة |
| NEREDEYSE HİÇ SUÇ İŞLENMİYOR VE YOKSULLUK SINIRI ALTINDA YAŞAYANLARIN SAYISI HER YIL GİDEREK AZALIYOR. | Open Subtitles | مستوى البطالة تحت 5% الجريمة تعتبر غير موجودة، بينما كل سنة يقل عدد الناس الذين يعيشون تحت خط الفقر |