| Erkekler tuvaletine gider ve arkamda büyük bir adam olsa bile işeyebilirim. | Open Subtitles | يمكننى التبول فى مرحاض الرجال رغم وجود شخص ضخم فى الطابور خلفى. |
| arkamda gördüğünüz gibi Powell Millenium'un simgesi, dev metal küre yerde yatıyor. | Open Subtitles | وكما ترون خلفى الكون الكبير المعدنى هذا هو شعار ألفية باول يتحطم |
| Seni aklımdan çıkarmamın yolu bu galiba. Seni arkamda bırakmanın. | Open Subtitles | أعتقد أن السر الذى جعلنى أتجاهلك ، هو وضعك خلفى |
| Ama birden bunu düşünmek bile beni rahatsız etti arka koltukta çanta ve babasının imzaladığı başvuruyu hatırlayınca. | Open Subtitles | و لكن أحسست بإحساس سئ عندما ظللت أفكر فيهم و الحقيبة التى خلفى و التى فيها توقيع أباها و ماذا كان يعنى ذلك التوقيع |
| Parfüm kokulu bir gecede... ..arkamdan yaklaşan bir ayak sesi... ..ve bir erkeğin nefesini duymak istiyorum. | Open Subtitles | و سيكون الليل مثقل بالعطر و سأسمع خطواته خلفى و شخص يتنفس بعمق |
| Ben de arkama yığıyorum, ve iki köstebek gibi toprağı deliyoruz. | Open Subtitles | أخفية خلفى , ثم نختبىء خلال التراب حتى لا يرانا أحد |
| Başkanın arkasındaki güç olacağım sen de benim arkamdaki güç olacaksın. | Open Subtitles | سوف أكون القوة من خلف الرئيس و ستكونين أنت القوة من خلفى |
| Bir daha sakın, sakın haberim olmadan, birinin arkamda durmasına izin verme. | Open Subtitles | اياك ثم اياك ان تدع اي شخص يقف خلفى دون معرفتى بذلك |
| Bende toprağı arkamda biriktireceğim, sonra köstebek gibi kaza kaza ilerleyeceğiz. | Open Subtitles | أخفية خلفى , ثم نختبىء خلال التراب حتى لا يرانا أحد |
| Bazen koridorda yürürken tam arkamda olduğunu hayal ediyorum. | Open Subtitles | أحياناً عندما أسير فى الرواق أتخيل أننى أسمعها خلفى مباشرة |
| Bazen koridorda yürürken tam arkamda olduğunu hayal ediyorum. | Open Subtitles | أحياناً عندما أسير فى الرواق أتخيل أننى أسمعها خلفى مباشرة |
| Ben de toprağı arkamda biriktireceğim, sonra köstebek gibi kaza kaza ilerleyeceğiz. | Open Subtitles | أخفية خلفى , ثم نختبىء خلال التراب حتى لا يرانا أحد |
| Sonra arkamda bir çıtırtı duydum. | Open Subtitles | ثم كانت هناك هذه الضوضاء, والتصدع من خلفى |
| Büronuzun bir de arka kapısı var. Ona görünmeden dışarı çıkabiliriz. | Open Subtitles | إن لديك باب خلفى لمكتبك يمكنك الخروج بدون أن يرانا |
| arka koltuğu olan hızlı bir araba, şişkin cüzdanlı bir adam. | Open Subtitles | رجل بحافظة نقود مُنتفخة فى سيّارة سريعة بها مِقعد خلفى. |
| Tatlım, büyük, eski bir arka bahçesi olan bir yer bakmamıza ne dersin? | Open Subtitles | حبيبتى ما رايك لو بحثنا عن مكان قديم بفناء خلفى واسع |
| Taşlar ayaklarımı deliyor ve arkamdan bağırdığını duyuyorum. | Open Subtitles | والصخور كانت تنهش قدماى وكنت اسمعه وهو يصيح خلفى |
| arkamdan kapıyı kapat. Oksijenimizi kaybediyoruz. | Open Subtitles | الآن أغلق هذه البوابة خلفى نحن نفقد الهواء |
| arkama bakarsanız, bizim burada olamadığımızı görürsünüz Büyük Suçların setinde. | Open Subtitles | اذا نظرتم خلفى هنا ستعرفون اننا لسنا نصور فى الاستديو |
| Hemen arkamdaki resme doğru ilerlerken yüzü allak bullak olmuştu. | Open Subtitles | وجهه إلتوى تجاه اللوحة بينما كان يسير نحو اللوحة الموجودة خلفى |
| Bütün hayatımı ve ailemi geride bıraktım. Eski hayatım yok oldu. | Open Subtitles | لقد تركت خلفى حياة بأكملها وعائلة لم تعد موجودة بعد الآن |
| Salak herifler hâlâ peşimde, ama birazdan onları atlatırım. | Open Subtitles | ،هؤلاء الحمقى ما زالوا خلفى لكنى سأهزّمهم في دقيقة |
| peşimden böyle ateşli şekilde... tek başına gelmeni neredeyse eğlenceli buluyorum. | Open Subtitles | انا اعتبر هذا شئ مضحك جدا من طريقة سعيك خلفى بهذه الحرارة وانت بمفردك |
| Hayır, bilmiyorum. Hemen arkamdaydı. Kütüphanedeydik. | Open Subtitles | لا ، لا أدرى ، فقد كانت خلفى تماماً و قد كنا بقرب المكتبة |
| Bunca senedir bizi birleştirmek için hayatımı Arkada bırakmaktan yoruldum... | Open Subtitles | حاولت طوال هذه السنوات ان اترك حياتى السابقة خلفى,لنتوحد. |
| arkama bakmama gerek yoktu. Steve arkamı hep kolluyordu. | Open Subtitles | لم اكن انظر خلفى لأن ستيف كان دوماً يحمى ظهرى |