| Kendi yarattığın dünyadan ibaretsin ve hayatın sona erdiğinde yarattığın bu dünya da sona erecek. | Open Subtitles | إنّك العالم الذي خلقته لنفسك، و عندما أن تزال من الوجود، فأن هذا العالم سوف يزال من الوجود أيضاً. |
| Senden yarattığın dünyada iyi şeyler yapabilmek için bizi korumanı istiyoruz. | Open Subtitles | ونطلب منك حمايتنا لأجل القيام بالخير للعالم الذي خلقته |
| Seni yok edecek ve muhtemelen sonra yarattığın her şeyi yok edecek. | Open Subtitles | ستقوم بالقضاء عليك و بعدها ستدمر كل شيئٍ قد خلقته |
| Tüm sanatımı yarattığım bu güvenli, çok güvenli yer, bir efsaneydi. | TED | هذا المكان الآمن جدا الذي خلقته في جميع رسوماتي الأخرى، كان خرافة. |
| Ve Tanrı dedi ki:'yarattığım adamı ve hayvanları yok edeceğim, çünkü onları yaptığıma pişman oldum.' | Open Subtitles | وقال الله: سوف أدمر الإنسان الذى خلقته لاننى ندمت على أننى خلقت الانسان والحيوان |
| Sen ne büyüksün tanrım. Ne güzel bir çift yarattın. | Open Subtitles | {\cH92FBFD\3cHFF0000} "أنت رب عظيم ياله من زواج الذى خلقته " |
| Senin yarattığın yüzüne paralel gelen yumruğum. | Open Subtitles | كل ما خلقته أنت هو أثر قبضتي على وجهك |
| Sonra da yarattığın her şeyi yok edecek. | Open Subtitles | و بعدها ستدمر كل شيئٍ قد خلقته |
| Sonra da yarattığın her şeyi yok edecek. | Open Subtitles | و بعدها ستدمر كل شيئٍ قد خلقته |
| Kendi yarattığın bir durumda sıkıştın kaldın! | Open Subtitles | ستعلق بالموقف الذي خلقته أنت |
| Kendi yarattığın bir durumda sıkıştın kaldın! | Open Subtitles | ستعلق بالموقف الذي خلقته أنت |
| Senin yarattığın bir insanım ben. | Open Subtitles | أنا مخلوق قد خلقته |
| Sonra Crosswhite yırttı ve tâ ki Amber'la karşılaşıp o videoda bir sorun olduğunu fark eden kadar onun için yarattığın arafta yaşamaya mı başladı? | Open Subtitles | -لذا خرج منها (كروسوايت )... وعاش في العذاب الذي خلقته له حتى إلتقى (آمبر) وإكتشفت أنّ هناك شيء خاطئ مع اللقطات؟ |
| Sanırım burada yarattığım atmosferden kaynaklanıyor, öncelikle arkadaşım, sonra patronum... son olarak da eğlendiriciyim. | Open Subtitles | أظن الجو الذي خلقته هنا هو أنني صديق أولاً ثم مدير ثانياً و ربما مرفه عن الموظفين ثالثاً |
| Yıllar boyunca yarattığım temiz gerçeklikteki son aksaklık. | Open Subtitles | الخطأ الذي حدث مؤخراً في واقعي الدقيق الذي خلقته على مر السنين |
| Yıllar boyunca yarattığım temiz gerçeklikteki son aksaklık. | Open Subtitles | الخطأ الذي حدث مؤخراً في واقعي الدقيق الذي خلقته على مر السنين |
| Kendi yarattığım ve beslemem gereken bir canavar o, bir de övgülerle ve mücadeleyle besleniyor. | Open Subtitles | إنها وحش خلقته وعليّ تغذيته وهي تتغذى على المديح والجدال |
| yarattığım dünyanın kaderi buna bağlı. | Open Subtitles | مصير العالم الذي خلقته يعتمد على ذلك. |
| Onu sen yarattın. Sen yok edebilirsin. | Open Subtitles | أنت خلقته أنت تستطيع أن تدمره |
| Bunu sen yarattın. | Open Subtitles | أنت الذي خلقته. |