| Bu gezegendeki en büyük organizma, bir hücre duvarı kalınlığındaki miselyum örtüsü. | TED | أكبر كائن حي على وجه الأرض هو الميسيليال مات، سمكه خلية واحدة |
| Şu an Synthetic Genomics'te bir hücre tasarlamanıza yarayan, o hücreyi basmanızı sağlayan, hücrede programı çalıştırmanıza olanak veren yazıcılar üretiyoruz. | TED | نحن الآن نبدأ في إنتاج ، داخل مجين صناعي، طابعات مكتبية ستسمح لك بتصميم خلية، طبع خلية تنفيذ البرنامج على الخلية. |
| Bu hayvanın vücudundan alınan bir somatik hücre, beden hücresi, bir inek yumurtası içerisine yerleştirilip döllendi ve sonunda bu inek bir guar doğurdu. | TED | خلية جسدية، خلية جسمية، تم أخذها من جسده، وتحميلها في بويضة بقرة، ثم أنجبت البقرة غارا. |
| Vatikan fısıltıların, dedikoduların ve kinayelerin kovanı gibi bu da hayal gücümü köreltiyor. | Open Subtitles | هذه الفاتيكان هي خلية من الهمس والغمز والشائعات. التي تحدد مخيلتي إلى الحمى. |
| Doğanın ana yaratma süreci morfogenez bir hücrenin iki hücreye bölünmesidir. | TED | نهج الطبيعة الأساسي في الخلق، والتشكل، هو انقسام خلية إلى اثنتين. |
| Yaklaşık iki milyon kovan arıya kadar indiğimizi düşünüyoruz. | TED | ونعتقد بأن عدد خلايا النحل قد تراجع إلى مليوني خلية فقط. |
| Ona başka türde bir hücre olmayı öğretmeye gerek yoktur. | TED | نحن لا نحتاج ان ندربها لتصبح خلية من نوع اخر. |
| Bugün öğleden sonra bir hastaya adacık hücre cihazı takacağım. | Open Subtitles | تعلمين, سوف أقوم بوضع جهاز خلية جزيرية ظهر هذا اليوم. |
| Bir bebeğin dişinden gelişimini tamamlamamış bir kök hücre yaratmayı başardık. | Open Subtitles | لقد أنتجنا سلالة خلية جذعية متعددة القدرات من أسنان طفل بشري. |
| Her ağaç, her ot sapı, her balık, her böcek ve hatta dizimdeki her cilt parçası, vücudumdaki her hücre, ökaryotik hücre. | Open Subtitles | في كل عُشبة و كل سمكة و كل حشرة و حتى في كل جزء من بشرة ركبتي و كل خلية في جسدي |
| genetik materyali devam ettirirler ve birleştirirler ve genetik materyali bir hücreden iki ayrı hücreye çekerler. İşte tam bu şekilde bir kanser hücresi iki, | TED | هذه السلاسل تتقدّم وتلتحم بالمادة الوراثية وتسحب المادة الوراثية من خلية إلى خليتين. |
| iki kanser hücresi dört kanser hücresi haline gelir ve nihayetinde kontrolsüz tümör büyümesine sahip oluruz. Tümör Tedavi Alanları, bu uzay istasyonunda | TED | وهذا تماما كيف خلية سرطان واحدة تصبح خليتي سرطان وخليتا سرطان تصبحان أربع خلايا سرطان وفي النهاية لدينا انتشار ورم. |
| Deri hücreniz; kalp hücresi kas hücresi, beyin hücresi vb olmadan yararsızdır. | TED | خلايا الجلد التي لديكم في الحقيقة عديمة الفائدة بدون خلية قلب و خلية عضلية و خلية دماغية وهلم جرا. |
| Olmaması gerektiği halde yine de enfekte olmuş bir arı kovanı var. | Open Subtitles | رغم ذلك هناك خلية نحل ملوثة في مكان، المفروض لا توجد فيه |
| Eğer bir hücre buna programlandıysa 30 trilyon hücrenin aynı gündeme sahip olması sürpriz değil. | TED | إذا كانت الخلية الواحدة مبرمجة على فعل ذلك، فليس من المفاجئ بأن يكون لـ 30 تريليون خلية نفس البرنامج. |
| İşte size kovan. Kraliçe arıyı görüyorsunuz. | TED | وهنا ترون خلية النحل .. ويمكنكم رؤية ملكة النحل |
| Bu görevi, her bir hücreye hormonlarla mesaj ileterek yerine getirir. | TED | ويتحقق ذلك عبر استخدام هرمونات لنقل رسائل لكل خلية على حدة. |
| Ve siz bunu düşünürken, bu şu anlama geliyor: Potansiyel olarak bir organizmanın tam bir kopyasını onun herhangi bir hücresini kullanarak yeniden oluşturabilirsiniz. | TED | وحينما تفكر في ذلك ما يعنيه هو أنه من المحتمل أن تتمكن من إعادة بناء نسخة كاملة من أي كائن من أصل أي خلية من خلاياه |
| Prekürsörleri çatıdaki bir PV hücresine, güneş hücresine püskürttüğünüzü ve bunun ışığı toplayan katmanlı bir yapıya kendini düzenlediğini düşünün. | TED | تخيلوا رش المواد الأولية على خلية كهروضوئية، على خلية شمسية، على سطح، وتركها لتتشكل ذاتياً إلى بنية طبقية تحصد الضوء. |
| Vücut içine yapay maddeler aldığı zaman aslında bu madde kas hücresinin içine erişiyor bu hücredeki reseptörler ile birleşir.. | Open Subtitles | لذلك في الجسم ، عندما تأخذها بشكل صناعي فإنها تدخل إلى خلية العضلة و تثبت عند المستقبلات الموجودة في الخلية |
| tek hücreli bir organizma. Kaynakları maksimum kullanmak adına kendi gibi diğer hücrelerle birleşerek dev bir süper hücreyi oluşturur. | TED | و هو عبارة عن كائن أحادي الخلية، يندمج مع الخلايا الأخرى لِيُكَون خلية كبرى للحصول على أقصي حدٍ من الموارد. |
| Mikroskopta canlı hücreleri ilk gördüğüm zaman, tam anlamıyla büyülenmiştim ve neye benzediklerini görünce çok şaşırmıştım. | TED | عندما رأيت خلية حية للمرة الأولى في المجهر، كنت مسحورا ومندهشا تماما لما كانت تبدو عليه. |
| Benim ofisim insanları radikalleştirmez veya sırf onları yakalamak adına terör örgütü kurmaz. | Open Subtitles | الآن، مكتبي لا تطرف الناس أو إنشاء خلية إرهابية فقط لنقلهم إلى أسفل. |