| Ve oradayken çam böceğini öğrendik. Bu böcek kelimenin tam anlamıyla Kanada ormanlarını yiyor. | TED | وعندما كنا هناك تعرفنا على خنفساء الصنوبر التي تأكل بكل معنى الكلمة الغابات بكندا. | 
| Yarasa karanlıklar içinde uçmadan kara böcek, Hecate'nin çağrısıyla uyku veren kanat sesiyle uyku çanlarını çalmadan korkunç bir iş yapılmış olacak. | Open Subtitles | قبل أن يطير الوطواط فى أورقة الكنائس قبل نداء هيكاتى السوداء قبل أن تدق خنفساء السرجين بطنينها المنعس | 
| Ölüm habercisi böcek tıkırdadığı zaman sevdiği erkeğin öleceğini biliyordu. | Open Subtitles | كانت تعرف أننا متى سمعنا خنفساء الموت يكون قد حكم على حبيبنا | 
| Soldaki sisten sus toplayan Namibya böceği. | TED | الذي على اليسار هي خنفساء ناميبيا التي تسحب الماء من الضباب. | 
| Eğer ben bir şeker veya uğur böceği değilsem, 15 dakikadan sonra görülmezim. | TED | أصبح غير مرئية بعد ١٥ دقيقة. الا إذا كنت خنفساء أو قطعة من الحلوى، | 
| - Spoilerlı bir kaplumbağa mı? | Open Subtitles | لم أرى في حياتي خنفساء لها سبويلر لا تلمس هذا شكرا | 
| Güvertede yürüyen bir böcek buldum. | Open Subtitles | سيدى لقد وجدت خنفساء مثيرة للاهتمام على السفينة | 
| Güvertede yürüyen bir böcek buldum. | Open Subtitles | سيدى لقد وجدت خنفساء مثيرة للاهتمام على السفينة | 
| Ne duyduğum konusunda garanti veremem, çünkü kulağımda bir böcek yaşıyor, ama ne gördüğümü çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تأكيد ما سمعته لأنّ خنفساء تعيش في أذني لكنني أعرف ما رأيته | 
| Bu işte pek de başarılı değil ama avcıların asit püskürten bir böcek olduğunu sanmalarına yetecek kadar iyi. | Open Subtitles | صحيحٌ أنها ليست بتلك الدقة، لكنها كافية لخداع المفترسين بالإعتقاد وأنها خنفساء قاذفة للحمض. | 
| Sagu yaprakları içinde yaşıyan dev böcek kurtları. | Open Subtitles | إنَّها أساسا ً يرقات خنفساء عِملاقة تعيش بداخل نخيل الساغو | 
| - böcek! Bu teknolojiye karşı efektif biçimde karşı koyacak yolların yok mu senin? | Open Subtitles | خنفساء , هل لديك وسيلة لتحليل هذه التكنولوجيا على نحو فعال؟ | 
| Tütün böceği hayatını tütün bitkisinin çevresinde geçirir. | Open Subtitles | حسنا، خنفساء التبغ حياة خارج دورة حياتها على أو حول نبات التبغ. | 
| Ömrünün ilk evresinde, larvayken kaplan böceği ortalıkta koşuşturamaz. | Open Subtitles | في وقت سابق من حياتها كيرقة، لا تستطيع خنفساء النمر بالطبع التحرّك | 
| Suyu seven bir böceğim ama bir su böceği değilim. | Open Subtitles | أنا خنفساء تحب الماء و لكني لست خنفساء ماء | 
| Suyu seven bir böceğim ama bir su böceği değilim. | Open Subtitles | أنا خنفساء تحب الماء، ولكن لست خنفساء مائية | 
| Bir doz Kolorado böceği gibi şehri mahvetmeden önce. | Open Subtitles | قبل أن آفة هذه البلدة وكأنه جرعة من خنفساء كولورادو. | 
| NASCAR'da ilk kez bir kaplumbağa yarışıyor. | Open Subtitles | أنا لم أسمع عن أي سيارة فولكس واجن خنفساء شاركت في الناسكار | 
| Dünya'nıza göre iki yılı önce, kişiliğime yapışan bu Scarab'a takıldım. | Open Subtitles | منذ سنتين برمن كوكبك الأرض, عثرت على خنفساء والتى ربطت نفسها بى. | 
| Elimizdeki azıcık parayı da bir böceğin üstüne bahse girmemize ikna ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق إنكَ ...أقنعتنا بالمراهنة بالقليل المتبقي من النقود لدينا على خنفساء | 
| Yalnızca ellerinden geldiğince deneyimlemek isterler ve yaptıklarının diğerlerine nazaran uygun olmasına bakmazlar. Uğur böceğine dokunmakla süneye dokunmak gibi. | TED | إنهم يريدون فقط أن يقوموا بالتجربة قدر المستطاع وليست لديهم أدنى فكرة عن التقارب النسبي ما بين لمس خنفساء وحشرة. | 
| Aşk böceğinin ısırmasındansa bir kara dulun ısırmasını tercih ederim. | Open Subtitles | أحتاج لعضة من خنفساء الحب بقدر عضة من عنكبوت سام. | 
| 25 yıl önce, gerçek uğur böceklerini simule etmek için dijital uğur Böcekleri yaptım. | TED | منذ 25 سنة، صنعت الخنفساء الرقمية. لمحاولة محاكاة خنفساء حقيقية. | 
| Alınlarında bokböceği gibi bir iz olur. | Open Subtitles | هي لديها علامة رائعة جداً على جبهتها تشبه خنفساء سوداء صغيرة |