| Bu beni büyüledi. Okumaya devam ettikçe, kansere farklı gözle bakmaya başladım ve neredeyse korkum azaldı. | TED | أدهشني هذا. كلما نظرت كلما رأيت السرطان بشكل مختلف وكلما قلَّ خوفي منه. |
| Sesi bir deneyim olarak değil ama bir semptom olarak görmeye teşvik edilmiş olduğumdan korkum ve direncim yoğunlaştı. | TED | ولكن بعد تشجيعي على التّعرف على صوت ليس كتجربة ولكن كمرض, ازداد خوفي ومقاومتي له. |
| Bugün nasıl bu kadar rahat hissettiğimi ve korkumu nasıl yendiğimi anlatmak istiyorum. | TED | اليوم أود أن أتحدث عن كيف كنت أشعر بالراحة وكيف تغلبت على خوفي. |
| Kameranın gittiği yere silahta gidebilir, o da benim korktuğumu biliyor. | Open Subtitles | يمكن للمسدس أن يصل إلى نفس المكان الذي وصلت إليه الكاميرا .و هذا أسوأ خوفي |
| Ama şimdi ondan senden korktuğumdan bile daha fazla korkuyorum. | Open Subtitles | لكنني الآن أخاف منه أكثر حتى من خوفي منك أنت |
| Onlara, ne kadar korktuğum önemli değil, yanımda hissettiğimi söyle. | Open Subtitles | أخبريهم بأنني أحسست بأنهم معي بغض النظر عن مدى خوفي |
| Bana bu işi verdi, ihtiyaçlarımızı karşıladı, korkularımı yenmemi sağladı. | Open Subtitles | أعطاني هذا المنصب سدد احتياجاتنا أخذ خوفي |
| Ama zamanla bu korkum meraka dönüştü. | TED | لكن بمرور الوقت، تحوّل خوفي من الظلام إلى فضول. |
| Yüzeyde yaşayanlardan korkum asıl korkmam gerekenlere karşı beni kör etti. | Open Subtitles | خوفي من سكان الأرض أعمى لي لأولئك كان يجب أن يخشى معظم، |
| Tek korkum görevimi tamamlamadan ölmekti. | Open Subtitles | خوفي الوحيد كان أن أموت قبل أن أؤدي فريضتي |
| En büyük korkum deli saçması seviyesine indirilmek. | Open Subtitles | خوفي الأعظم يُنْفَى إلى الحافَّةِ المجنونةِ. |
| Ya aci korkum Tanri korkumdan daha agir basarsa? | Open Subtitles | ماذا لو أن خوفي من الألم أصبح أكبر من خوفي من الله ؟ |
| Altı yıl boyunca had safhadaki yükseklik korkumu gizledikten sonra, faka bastım. | Open Subtitles | و بعد إخفاء خوفي الشديد من الإرتفاعات لمدة ستة سنوات، تم فضحي |
| İş adamları korkumu yenmek için onlarla birlikte hareket etmeliyim. | Open Subtitles | لأتغلب على خوفي من رجال الأعمال يجب أن أمشي بينهم |
| Her ameliyata girişimizde benim ne kadar korktuğumu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين مدى خوفي عندما ندخل إلى غرفة العمليات؟ |
| Yani, babamın kafasına böcek girmesi ve beynini yemesinden mi korkuyorum? | Open Subtitles | أتعني خوفي من كون الحشرات دخلت إلى رأس أبي وأكلت دماغه؟ |
| O kadar iyi ve kibarsın ki. Kızmandan korktuğum için deliymişim. | Open Subtitles | إنك شديدة الطيبة والرقة، بلغ خوفي حد الجنون من استيائك |
| O korkumu yendim ve şimdi de diğer korkularımı yeniyorum. | Open Subtitles | تغلبت على خوفي و هاأنذا أتغلب على كل مخاوفي |
| Oraya korkumla yüzleşip hayatıma devam edebilmek için tekrar gittim. | Open Subtitles | عدت إلى النادي حتى أتمكن من مواجهة خوفي والحصول على حياتي. |
| Atlamadan önce, en büyük korkumun herkesi kurtaramamak olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قبل ان يقفز قال ان خوفي الأعظم الا اتمكن من ان انقذ الجميع |
| Ama hayatımda ilk defa korkularımın beni yenmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن لأول مرة في حياتي لن أدع خوفي ينال مِما هو الافضل بي |
| Tohumlarını içime duygusal açıdan bana uzak bir annenin ektiği reddedilme korkusunu yenebilmek için. | Open Subtitles | تعلمت أنه حتى أغطي على خوفي من الرفض المستأصل عاطفياً بي من أم بعيده |
| Her şey iyiydi ama aynı zamanda çok korkuyordum. | Open Subtitles | إسمع ، لقد كان جيّداً ، لكنه أيضاً أثار خوفي. |
| New York'a taşındığımda Hissettiğim korku gibiydi. | Open Subtitles | كنت خائفة مثل خوفي عند انتقالي إلى نيويورك |
| Vay anasını! Korkudan mı yoksa sahiden mi erekte oldum, bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن احدد خوفي هل من العظام او الهيكل العظمي |
| Ölümlülük hissimden ya da ölüm korkumdan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | أتسألين عن إحساسي بالضياع أم خوفي من الموت؟ |
| Çocuk ne kadar yakışıklı olursa, beni o kadar korkutuyor. | Open Subtitles | كلّما اشتدت وسامة الفتى, كلّما ازداد خوفي منه. |