| Ya tek seçeneğim işe yaramazsa ne yapacağım? | Open Subtitles | وما عساي أفعل إن كان خياري الوحيد لن ينفع؟ |
| Bu yüzden tek seçeneğim partiye gitmeyip yarın bir hikaye uydurmaktı. | Open Subtitles | خياري الوحيد هو عدم الذهاب واختلاق عذر غداً |
| Anlaşılan ısı bakışım yok. Sanırım yardım etmek tek seçeneğim. | Open Subtitles | يبدو أنني لا أملك حرارة النظر، لذا أظن بأن المساعدة هي خياري الوحيد. |
| Sayende, Tek şansım da bu. | Open Subtitles | بفضلكِ، هذا هو خياري الوحيد |
| Ama sırf geç geldim diye Tek seçeneğimin bu olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | لأنكِ تقولين لي أن هذا خياري الوحيد لأنني تأخرت في القدوم؟ |
| "...bana sırtlarını dönmüşlerdi. "Geriye kalan tek seçenek tarafsız bir gözlemci bulup... | Open Subtitles | "كان خياري الوحيد إيجاد مراقب نزيه ليقصّ حكايتي |
| "İntihar tek seçeneğimdi, lütfen beni anlayın. | Open Subtitles | تفهموا ذلك من فضلكم كان الإنتحار خياري الوحيد |
| O zaman sanırım tek seçeneğim bir süre için Amerika vatandaşlığımdan vazgeçmek. | Open Subtitles | حسناً إذن، أعتقد أن خياري الوحيد هو أن أتخلَّى عن جنسيتي الأمريكية لفترة |
| Şu anda tek seçeneğim seni benzetmek ya da polisleri çağırmak. | Open Subtitles | لقد وضعتني في موقف حيث خياري الوحيد أن ابرحك ضرباً أو أن اتصل بالشرطة |
| Ne kadar özür dilesem az. Ancak tek seçeneğim bu. | Open Subtitles | حقاً لا يسعني الاعتذار كفاية، أنتِ حقاً خياري الوحيد |
| Ama evsiz insanlar beni korkutuyor ve bebeklere de alerjim var. Bu yüzden bu, benim tek seçeneğim. | Open Subtitles | يخيفني المشردون وأنا مستهدفة من الصبيان لذلك هذا هو خياري الوحيد |
| Arkadaşıma avukat lazım ve tek seçeneğim sensin. | Open Subtitles | ،إن صديقي بحاجة لمحامي في الوقت الحالي أنت خياري الوحيد |
| tek seçeneğim buydu | Open Subtitles | لقد كان خياري الوحيد كان خيارك ؟ |
| Kalbinin derinliklerinde bunun tek seçeneğim olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | وتعرف في أعماق قلبك، أنّه كان خياري الوحيد... |
| Üzgünüm ki o kadınlar benim tek seçeneğim. | Open Subtitles | للأسف, هؤلاء الفتيات هن خياري الوحيد |
| Fakat tek seçeneğim bırakmak olabilir. | Open Subtitles | ولكن خياري الوحيد قد يكون الاستقالة. |
| Tek şansım Chen-jia kung-fu'su öğrenmekti. | Open Subtitles | خياري الوحيد لتدرب أسلوب (تشن) للكونغ فو. |
| O benim Tek şansım. | Open Subtitles | . انها خياري الوحيد |
| Tek şansım Jeff ve Lester. | Open Subtitles | جيف) و (ليستر) هما خياري الوحيد الأن) |
| İki yıllık mahkumiyetten sonra Tek seçeneğimin seninle birlikte eve dönmek olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | بعد قضائي سنتين بالسجن, تظنين ان خياري الوحيد هوالعودةللديارمعكِ? ! |
| Tek seçeneğimin bu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنه خياري الوحيد |
| Hayır, çünkü elimdeki tek seçenek bu değil. | Open Subtitles | -كلا، لأن ذلك ليس خياري الوحيد |
| Max'in peşine takılmak intihar gibi görünse de, tek seçeneğimdi. | Open Subtitles | "يبدو أنه كان خياري الوحيد الأنتحاري هو مرافقة (ماكس)". |