"خيار أمامي" - Translation from Arabic to Turkish

• Başka şansım
• Başka seçeneğim
• Başka çarem

Görevim sizi canlı götürmekti ama artık sizi öldürmekten Başka şansım kalmadı.
أرجو أن تقبل اعتذاري مهمتي كانت أن أخذك حياً ولكن الآن لا خيار أمامي سوى قتلك

Sana söyledim, Başka şansım yok. Fırtına gelmeden önce çıkacağım.
قلت لك إن لا خيار أمامي سأخرج قبل أن تضرب العاصفة

Beni ilk aradıklarında, Başka şansım yok diye düşünmüştüm.
عندما إتصلوا بي أول مره خلت أنه لا خيار أمامي

Eğer kimse sorumluluk almıyorsa istifa etmekten Başka seçeneğim kalmıyor.
لو لم تتمّ مجازاة أحدٍ، فلا خيار أمامي سوى الاستقالة.

Fakat buraya geldiğim ve kamera ekibinin ücretleri ödendiğinden Başka seçeneğim yoktu ve ben de devam ettim.
لكن بما أنّي صرت هنا وطاقم التصوير مستعد، لا خيار أمامي سوى المواصلة فيها

Bu kadar karışmanı istemiyordum, ama Başka seçeneğim yoktu.
لم أوّد اشركك في هذا الأمر ولكن لا خيار أمامي

Bana verilenlere yalnızca minnattar olabilirim, çünkü bunları kabul etmekten Başka çarem yok.
وأن أمتنّ لأي شيء يقدّم لي لأنه لا خيار أمامي سوى قبوله

O yüzden ilk olmaktan Başka şansım yok.
لذا، فلا خيار أمامي.. إلا أن أكون الأولى.

Sanırım Başka şansım yok çünkü güç sende ama...
أعتقد أنه لا خيار أمامي لأن لديك كامل القوة عدا ...

Bu işi devam ettirmek zorundayım. Başka şansım yok.
يجب أن أواصل ، لا خيار أمامي

Başka şansım yok. Öyle istiyor.
لا خيار أمامي إنّها رغبته

- Üzgünüm Jake, ama Başka şansım yok.
آسف يا "جايك" لكن لا خيار أمامي

Başka şansım kalmadı
لا خيار أمامي

Elimden gelen en iyi şekilde yardımcı olmaktan Başka seçeneğim yok!
حسنٌ، لا خيار أمامي سوى أن أبذل وسعي لمساعدته

Homer Simpson, seni ebediyete kadar mahkum etmekten Başka seçeneğim...
.. هومر سمبسون) لا خيار أمامي) .. سوى أرسالك إلى

Bunu yapmak zorundayım. Başka seçeneğim yok.
علي أن أفعل هذا ، لا خيار أمامي

Ama Başka seçeneğim yok. Bu olmazsa ölecek.
لكن لا خيار أمامي ستموت من دونه

Yarın güneş batana kadar geri getirmezsen tüm krallığı lanetlemekten Başka seçeneğim kalmayacak!
...ما لَمْ تعيديها عند المغيب غداً فلا خيار أمامي سوى إلقاء لعنة على المملكة بأسرها

Başka seçeneğim yok.
أظن أنه لا خيار أمامي

Sentoks gazını, alışveriş merkezinden çok daha kalabalık yerlerde... serbest bırakmaktan Başka çarem kalmayacak.
فما من خيار أمامي سوى أن أطلق غاز الأعصاب في مأهولة بالسكان أكثر من السوق التجاري

Hayır, hayır. Kesinlikle yumruk atacak. Öyleyse Başka çarem yok.
،كلّا، قطعًا سيستخدم قبضته" "إذًا فلا خيار أمامي