| Bak, yorgunsun ve hayal gücün sana oyun oynamaya başlıyor. | Open Subtitles | انظري، لقد كنتِ منهكه، وبدأ خيالك بعمل بعض الحيل عليك |
| Çölde yok olan insanlar efsanesi yüzünden geniş hayal gücünü tetiklemek istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب في تنشيط خيالك الواسع بأساطير حول أشخاص إختفوا في الصحراء |
| Hayalinde sıkışıp kalan ve dışarı çıkmak isteyen balina. Gel otur. | Open Subtitles | الحوت المسجون في خيالك ويستميت للخروج منه تعالى، أجلس |
| Onlar sadece senin kafanda yarattığın tatlı bir kabus. | Open Subtitles | هل يمكنك فقط استخدام خيالك مرة أخرى؟ فطيرتي الحلوة |
| Evet, ama gördüğün şey ...gerçek anlamda, hayal gücünün bir ürünü olabilir. | Open Subtitles | أجل، لكن ما رأيته يمكن أن يكون حرفيًا شيء مختلق من خيالك |
| Yani hayal gücüne ihtiyacım var ve potansiyeli göreceksin. | Open Subtitles | لذا أنا سوف أحتاجك فقط لإستخدام خيالك وسوف ترى الإمكانية |
| Pılını pırtını toplayıp kendi fantezi dünyana taşındın. Bilmiyorsun... | Open Subtitles | أنت تعيشين فى عالم من خيالك الخاص - أنت مجنون - |
| Soruyu kafanın içinde tut, ama hafifçe, sanki canlı bir şeymiş gibi. | Open Subtitles | إجعلي الأسئلة في خيالك وبهدوء كأنها شيء حي. |
| Buna, kendi gölgenden korkmak derler. | Open Subtitles | تتحدث عن أن اكون خائفة من خيالك الخاص |
| Eminim doktor, senin küçük fantezini sorgulayacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكدة ان الطبيب سيتساءل عن خيالك هذا |
| Kurudukça kuruyorsun, tıpkı tıpkı, senin ufak hayalgücün gibi. | Open Subtitles | أنت ستصبح جاف جداً حسناً، جاف مثل خيالك المحدود |
| Onunla ne yapacağınız hayal gücünüze kalmış. | TED | وما يمكن أن تستخدمه لأجله لا يحده إلى خيالك. |
| Oturma odanızda, tüm hayal gücünüzle, Britney Spears'ı canlandırın. | TED | في غرفة المعيشة، بكامل خيالك تصّور بريتني سبيرز |
| Gerçek sizin hayal ettiğiniz ve mecazi olarak kendi dünyanızda bir romanı yazmaya başlamak için duyacağınız istekliliktir. | TED | الحقيقة هي خيالك والاستعداد، مجازا، للعيش في عالمك الخاص هي كل ما تحتاجه لتبدأ في كتابة رواية. |
| hayal gücünüzün bir ürünü olmadığınıza artık eminsiniz. | TED | بالتأكيد، الآن أنتِ تعلمين أنكِ لست صورة من نسج خيالك. |
| Carter, Hayalinde bile Shelby Cummings'ten çok daha iyisine layıksın - Orda başka bir yer | Open Subtitles | أنت تستحق أفضل منها حتى في خيالك |
| - Will, bunu yaptım. - Hayalinde. Bunlar gerçek değil. | Open Subtitles | ويل لقد فعلت ذلك في خيالك |
| Bırak kafanda canlansın. | Open Subtitles | انت فقط تترك خيالك ليظن انها اعمال شغب |
| Eğer hayal gücüne aitsem, burada ne işim var? | Open Subtitles | إذا كنت فى خيالك اذن ما هى مهمتى هنا |
| Ama bundan önce ara sıra ziyaret ettiğin küçük fantezi diyarının cariyesi olarak Lisbon'u mu yoksa Van Pelt'i mi seçeceğini düşünüyordun. | Open Subtitles | لكن قبل ذلك مباشرة، كنتَ تتسائل أيهما ستختار (ليزبن) أم (فان بيلت) كعشيقةِ لك بمملكة خيالك التي تحب أن تسرح بها أحياناً |
| Bu... kafanın içindekilerin hepsi bu değil. | Open Subtitles | إنه... الأمر ليس نسج خيالك فقط |
| Kendi gölgenden korkuyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تخافين من خيالك |
| Romantik fantezini hayata geçirmek konusunda mı? | Open Subtitles | ما احنمالية الفرصة التي ستمنحيها لي؟ - بتحقيق خيالك الرومانسي؟ - |
| Sonraları, zihninde olayı örtüyorsun, çünkü hayalgücün seni karanlık yerlere götürebiliyor. | Open Subtitles | ثم عندما بدأت أعود لرشدى, أنشغل بالى حوله، خيالك يمكن أن يأخذك إلى بعض الأماكن المظلمة جدا. |
| Burada sana zarar verecek hiçbir şey yok. Hepsi aklının oyunları. | Open Subtitles | لا يوجد هنا ما يؤذيك، كلّ هذا من نسج خيالك. |
| Bilmiyorum. Bu senin fantazin. | Open Subtitles | لا أعرف ، هذا نسج خيالك |
| Bu senin fantezin olmalı. Fantezimden bile iyi. | Open Subtitles | اخبرينى انه ليس من خيالك انه اجمل من احلامى. |