| Ama dokuz aylıkken, yeni doğduğunuzda, vücudunuzdaki damarlar 60.000 mil uzunluğuna ulaşıyor. | TED | ولكن ما ان تصل الى عمر التسعة أشعر حين الولادة تكون قد تكونت لديك من الاوعية ما يقارب طول 60 ألف ميل داخل جسمك |
| Önceden bağışıklandıysanız, bu vücudunuzdaki bu spesifik düşmanı hemen tanıyacak şekilde bir ön eğitim alan bir takım güçlere sahip olursunuz. | TED | و عندما تكون هناك قوى داخل جسمك مدربة للتعرف على أعداء معينة و التغلب عليها. |
| Vücuduna sağlıksız bir şeyler koymadığını sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنك لا تتناول مواد غير صحية داخل جسمك |
| Benim hücrelerim senin vücudunda istediği gibi hareket edebilir ve senin vücudunun hücrelerini kontrol edebilir. | Open Subtitles | خلاياي تحرك بحرية داخل جسمك و هي قادرة على صنع جزء من خلاياك فقط من أجلك |
| Asıl amacı bir tehditin vücudunuzda tehlikeli boyutlara ulaşmasını durdurmaktır. | TED | وظيفتها الفعلية هي منع التهديد من الوصول إلى مستويات خطيرة داخل جسمك. |
| Ancak, hayatınızın herhangi bir anında vücudunuzun içinde ya da üzerinde 10 trilyon bakteri hücresi bulunuyor. | TED | ولكن لديك عشره تريليونات خلية بكتيرية عليك أو داخل جسمك في ايه لحظة في حياتك |
| Vücudun, tamamen yeni bir genetik tedaviye ışık tutabilir. | Open Subtitles | في داخل جسمك قد تكون خريطة الى كل عالم العلاج الجيني |
| Tüp, vücudunun içinde karışıklığa sebep olabilir, ve seni acil ameliyata almamız gerekebilir. | Open Subtitles | الأنابيب يمكن أن تتلوّى داخل جسمك وسيجب علينا أن نسرع بك إلى عميلة جراحية مستعجلة |
| Bazı araştırmacılar, vücudunuzdaki protein etkileşimlerinin bilgilerini kullanarak, ilaç etkileşimlerinin yan etkilerini tahmin edebilen AI programları geliştiriyorlar. | TED | يقوم بعض الباحثين بتطوير برامج ذكاء اصطناعي يمكنها التنبؤ بالآثار الجانبية للتفاعلات الدوائية قبل حدوثها، باستخدام معلومات حول صورة تفاعلات البروتين داخل جسمك. |
| Vücuduna biraz aether süreceğim sadece. | Open Subtitles | اذن سأدخل قليل من الاثير داخل جسمك |
| Senin vücudunda da tıpkı benimki gibi, keçinin kadim kanı dolaşıyor. | Open Subtitles | داخل جسمك, مثلي يتدفق دم العائلة |
| vücudunda dolaşan sıcak kan inanılmayacak derecede tatlı. | Open Subtitles | داخل جسمك دم دافئ عذب لايصدق |
| Vücudun, tamamen yeni bir genetik tedaviye ışık tutabilir. | Open Subtitles | قد يكون داخل جسمك خريطة لعالم جديد في العلاج الجيني، |
| Onu ait olduğu yerde, yani vücudunun içinde tutmak istiyorsan, otoyolda 120 kilometre hızla giden kamyonlardan atlamaktan vazgeç! | Open Subtitles | فأذا أريد الأحتفاض بة داخل جسمك في مكانة يجب أن تتوقف عن القفز من على الشاحنات وهي تسير بسرعة 80 على الطريق السريع |