| Adamın gitmesine uğraştım, ama o yumruk attı, ben de kendimi savundum. | Open Subtitles | حاولت ان اجبره على المغادرة فقام بلكمي و انا دافعت عن نفسي |
| İlk olarak o kadın başlattı. Ben mümkün olduğu kadar kendimi savundum. | Open Subtitles | تلك المرأة بدأت ذلك أوّلا أنا فقط دافعت عن نفسي بقدر الإمكان |
| Mutlu olacağını sanıyordum! Bugün kendi fikrimi savundum! | Open Subtitles | ظننت أنكِ ستكون سعيدة لقد دافعت عن مصالحي اليوم |
| ..sonra küçük kızlarımı haydutlara karşı savundun. | Open Subtitles | و بعد ذلك دافعت عن بناتي الصغيرات من قطاع الطرق |
| Ezilerek mağlup oldum ama kendimi savunduğum için mutluyum. | Open Subtitles | فشلت فشلاً ذريعاً, لكنني سعيد أنني دافعت عن نفسي. |
| O çocuğu kimsenin beni babama karşı korumadığı kadar korudum. | Open Subtitles | مهلا ، لقد دافعت عن هذا الطفل في حين لم يدافع أحد عني بنفس الطريقة مع أبي |
| En azından hakkını savunmuşsun. | Open Subtitles | حسنا ، أعني على الأقل دافعت عن نفسك. هذا رائعْ. |
| Adamın biri bana saldırdı. Ben de karşılık verdim. | Open Subtitles | لقد هاجمني رجل ما، وأنا دافعت عن نفسي. |
| - İnsan Olmak isimli kitabınızda, varlıklarını savunmuştunuz. | Open Subtitles | -في كتابك "بينغ هيومان بينغز "، دافعت عن وجودهم. |
| Çalıştım, para kazandım, kendimi savundum ve çocuk yaptım. | Open Subtitles | عملت بجد ، وكسبت المال، دافعت عن نفسي، وأنجبت أطفال. |
| Kendimi enayi gibi hissediyorum. Daha bu sabah Adele'i savundum. | Open Subtitles | اشعر بأنني غبية هذا الصباح دافعت عن " أوديل " |
| Yemin ederim ki o beni öldürmeye çalıştı, ve ben de kendimi savundum. | Open Subtitles | أقسم أنها كانت تحاول أن تقتلني وأنا دافعت عن نفسي |
| Biliyorum ama bugünlük kendimi yeteri kadar savundum. | Open Subtitles | أعلم ولكن أعتقد أنني دافعت عن نفسي بما يكفي اليوم |
| Bıçağı gördüğümde kendimi buz maşasıyla savundum. | Open Subtitles | ببساطةٍ حينما رأيت السكين، دافعت عن نفسي مستخدماً معول الجليد |
| Geçen yıl, babasının cesetinin başında elinde bıçakla bulunan bir adamı savundum. | Open Subtitles | لكنني أحب التحدي العام الماضي دافعت عن رجل وجد يقف فوق والده الميت بسكين مدمى بيده |
| Ama "bir daha dokunursan" demiştin. - Kendini savundun. | Open Subtitles | ماذا لقد حذرتني مسبقاً لقد دافعت عن نفسك |
| Milwaukeeli bira baronunun oglunu savundun. Gary'e eglenmeye gitmisti. Bankada 40 milyon, bir ölü fahise. | Open Subtitles | لقد دافعت عن ذلك المخمرو البائس الذي لديه 40 مليون وعاهرة ميتة؟ |
| iddia eden ve seni öldürmeye... çalışan birine karşı kendini savundun. | Open Subtitles | محققًا فيدراليًا وحاول قتلك وأنت دافعت عن نفسك |
| Bak, Brad Honeycutt'ı savunduğum için özür diliyorum. | Open Subtitles | انظري , او ان اقول فقط اسف أنا دافعت عن براد هونيكات |
| Sonunda kendi savunduğum için seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فخور بك لأنك دافعت عن نفسك |
| Senatör'ün oğlu, ya da her sikimse bana saldırdı, kendimi korudum. | Open Subtitles | ابن السيناتور، أو أيا كان هو من هاجمني. وانا دافعت عن نفسي |
| Yeni foton radyasyon tedavisini savunmuşsun. | Open Subtitles | و دافعت عن علاج جديد بأشعة الفوتون |
| Adamın biri bana saldırdı. Ben de karşılık verdim. | Open Subtitles | لقد هاجمني رجل ما، وأنا دافعت عن نفسي. |
| -İnsan Olmak isimli kitabınızda, varlıklarını savunmuştunuz. | Open Subtitles | -في كتابك "بينغ هيومان بينغز "، دافعت عن وجودهم. |