| Onlara Lord Davenport'un adamlarını nişanlına asitle saldırttığını mı söyleyeceksin? | Open Subtitles | أنت ستخبرهم أن اللورد دافينبورت أرسل رجله لمهاجمة خطيبتك بحامض؟ |
| Davenport, Adam Styler'ın peşine düşmek için vakit kaybetmedi. | Open Subtitles | دافينبورت أضاع وقته فى متابعة أدام ستايلر |
| Davenport'a söylemeye gittim ama odasında yok. | Open Subtitles | لقد ذهبت لاخبار دافينبورت. لم يكن فى مكتبه. |
| Birinin Davenport'un götürüldüğü rotaya ulaşıp ulaşmadığını görmek için bilgisayar iletişimlerini görmek istiyor | Open Subtitles | يريد المراجعة إرسال الحاسوب للرؤية إذا أي واحد زوّد النبي فيف بطريق سفر دافينبورت. |
| Şimdi genç Davenport gibi Laurent de ölü, kendi elleriyle öldürdü. | Open Subtitles | والآن لورينت مات مثقل دافينبورت الشاب بيديه |
| O zaman kendim sorarım. Davenport bana yalan söylemez. | Open Subtitles | حسناً، إذاً أنا سأسأله نفسه دافينبورت لن يكذب عليّ |
| Adamlarımız, Davenport'un evini temizlerken bulmuşlar. | Open Subtitles | رجالنا استعادوا ذلك أثناء تعقيمهم منزل دافينبورت |
| Bayan Davenport evde mi? | Open Subtitles | هل السيدة دافينبورت فى المنزل ؟ |
| Alışveriş merkezleri. Fort Worth, Davenport, Jacksonville. | Open Subtitles | مراكز تسوّق، "فورت وورث"، "دافينبورت"، "جاكسن" |
| Çünkü seni Jacksonville, Fort Worth ve Davenport alışveriş merkezlerine ortak ettim. | Open Subtitles | لأني أشركتك كمستثمر في مراكز تسوّق "جاكسنفيل" و "فورت وورث" و "دافينبورت" بما تبقى من حصّتك |
| Dediğin gibi olsaydı, The Ledger'ın Davenport hikayesinde seni atlatmasına izin vermezdin. | Open Subtitles | لو كنت كذلك فلم تكوني (لتتركي (ذي ليدجير) يسبقك إلى قصة (دافينبورت |
| CRT Personel Müdürü Alan Davenport'a bağlanacaksınız. | Open Subtitles | هنا مكتب "آلان دافينبورت" في شركة "كريستون رولاند و توماس" |
| Yan taraftaki Profesör Davenport'un ofisindeymiş. | Open Subtitles | ليست في مكتبي الجديد لكن في مكتب بروفيسورة "دافينبورت" |
| O Nick Davenport'tu, üstü başı da kandı. | Open Subtitles | "كان هذا "نيك دافينبورت و كان مغطى بالدماء |
| Davenport'un evine sivil polisler gidiyor. | Open Subtitles | لدينا شرطة بملابس مدنية "ذاهبون لمنزل "دافينبورت |
| Polis gibi davranan birileri Davenport'un karısını almışlar. | Open Subtitles | رجال يدعون أنهم شرطة "إصطحبوا زوجة "دافينبورت |
| İki dedektif karısını almak için Davenport'un evine gitti ama kadın çoktan alınmış. | Open Subtitles | شرطيان ذهبا لمنزل "دافينبورت" ليحضروا زوجته لكنها أُخذت بالفعل |
| - Kızı bıraktılar polis de Davenport'un olayla ilgisi olmadığını biliyor. | Open Subtitles | - الفتاه أُطلق سراحها- و الآن الشرطة تعلم أن دافينبورت" لا علاقة له" |
| Ayrıca Davenport'u da hiç sevemedim. | Open Subtitles | "علاوة على ذلك أنا لم أكن أهتم أبدًا بـ السيد "دافينبورت |
| Lord Davenport'a olanları duymuş olmalısın. | Open Subtitles | بالتأكيد أنت سمعت عن اللورد دافينبورت |
| Davenportlar Keith'i etrafta görmemiş olabilirler ama bu, resmini dağıtmayacağımız anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ربما لم يرى آل(دافينبورت) (كيث)بالجوار ولكن هذا لايعني ألا نقوم بتعميم أوصافه |
| Büyük olasılıkla Davenportların muazzam zenginliğinden faydalanmak için. | Open Subtitles | أفترض أنها تريد الاستفادة من ثروة آل (دافينبورت) العظيمة |