| Olmaz, o beş para etmez tangayı çıkaracaksın. Acil durumlarda, iş yerinde giyebilmek için çekmecemde iç çamaşırı saklarım. | Open Subtitles | لن ترتدين الملابس ذات السيور تلك لدي رداء تحتي للطوارئ في درجي |
| Tamam, onları gördüm ama çekmecemde değil. | Open Subtitles | حسنا لقد رايتة من قبل ولكن لم يكن في درجي |
| Temiz kaldığın sürece bu dilekçe çekmecemde duracak, imzasız olarak. | Open Subtitles | طالما أنك ستبقى بعيداً عن المشاكل, فهذه الشكوى ستبقى في درجي, غير موقعة. |
| O da Bay Davis'e masamda olduğunu söyledi, ve o da vurdu. | Open Subtitles | ثم اخبرت السيد ديف انها مخباة في درجي ثم قام بضربي |
| Cumartesi kapandığı zaman... çekmecemi çantama boşaltabilirim. | Open Subtitles | هو اني يمكن ان أفرغ درجي في حقيبتي يوم السبت عندما أغلق ولن يعلم أحد حول هذا الامر سيكون هناك حوالي $10,000 |
| Gerçek merdivenim hakkında harika şeyler duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أشياء رائعة عن درجي الحقيقي |
| Veya çekmecemden bir vibratör al ve git onunla konuş. | Open Subtitles | أو خُذ أداةً جنسيّة من درجي وتحدّث إليها. |
| Hayatım, tarağını benim çekmeceme koyma. | Open Subtitles | عزيزي , لا تضع فرشاتك في درجي لأنّشعرك... |
| Bir sürü insanla tanisirim. Çorap çekmecemden 50 bin dolar çalindi. | Open Subtitles | عشرون ألف دولار سرقت من درجي |
| Delirmiş gibiydi. Ben de en üst Çekmecemdeki silahımı almaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد بدا لي فاقداً عقله ، لذا أخذت مسدساً ، أحتفظ به داخل درجي العلوي |
| 11. doğum günümden beri çekmecemde duruyor. | Open Subtitles | كانت لدي هذه الاشياء في درجي منذ عيد ميلادي الـ 11 |
| çekmecemde duruyordu, bende çerçevelettim. | Open Subtitles | لقد كانت في درجي منذو زمن فلذا غلفتها |
| Biletler benim çekmecemde ,sadece ben biliyorum. | Open Subtitles | اللسته في درجي والتفاصيل أنا فقط أعرف |
| çekmecemde sakladığım prezervatifleri buldu. | Open Subtitles | لقدْ وجدت واقيات ذكرية في درجي |
| Bu sabah çekmecemde kana bulaşmış bir eldiven buldum, ... Jim Halpert, cinayeti işlediğime dair itiraf etmem için beni zorladı. | Open Subtitles | "هذا الصباح وجدت قفاز به دم في درجي و حاول (جيم هالبرت) إقناعي أنني قتلت أحداً |
| O da Bay Davis'e masamda olduğunu söyledi, ve o da vurdu. | Open Subtitles | ثم اخبرت السيد ديف انها مخباة في درجي ثم قام بضربي |
| Heteroseksüel olduğum için ve masamda o siyah, kocaman dildonun olduğunu bilmek... | Open Subtitles | وأعلم ذالك لدي المهبل الأصطناعي الأسود في درجي |
| Niye iç çamaşırı çekmecemi karıştırıyorsun, lezi? | Open Subtitles | لماذا تبحثين في درجي ليزي؟ |
| Bu benim seyyar merdivenim. | Open Subtitles | هذا درجي المتنقل |
| Bu orospu evladı çorap çekmecemden 80 dolar çaldı. | Open Subtitles | هذا الحقير قام بسرقة 80 دولاراً من درجي |