| Beni kilisesine davet etti. Sence annem gitmeme izin verir mi? | Open Subtitles | لقد دعاني إلى كنيسته هل تظن أن أمي ستدعني أذهب ؟ |
| Çocuklar, size patronumun beni bu gece poker oynamaya davet ettiğini söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل أخبرتكم يا رفاق ، أنّ المدير خاصتي دعاني للعب القُمامر معه الليلة؟ |
| Arkadaşlarım beni sattılar ve birileri bana içeride serseri dedi. | Open Subtitles | لقد تخلوا عني أصدقائي وشخص ما هناك دعاني بالتافه |
| İzin verin biraz daha devam edeyim, emin olmak için, tamam mı? | Open Subtitles | دعاني أسايرها قليلاً، حسناً؟ لأتيقّن تماماً |
| O gece... Allah beni kendine çağırdı. Benim uydurmam değildi. | Open Subtitles | في تلك الليلة دعاني الله إليه لم تكن من مخيلتي |
| Ayağa kalk, it herif. Bela istemiyorum. Beni rahat Bırakın. | Open Subtitles | قم أيّها اللعين - لا أسعى لمشكلة، دعاني وشأني - |
| Oradaki koro şefi şarkı söylediğimi biliyordu ve beni koroya katılmam için davet etti. | TED | و قائد الجوقة هناك عرف اني اغني و دعاني لاتي و انضم للجوقة |
| Her neyse, gerçekten çevremdeki büyük bir şeyin farkına vardım. Bunu anlatmam için Chris beni bu yüzden davet etti. | TED | على أى حال, لقد أدركت شيء مشوق عن هذا الموقف ولذا دعاني كريس لأخبركم عنه |
| Steve beni Philadelphia'nın en seçkin ve en pahalı restoranlarından birine davet etti. | TED | دعاني 'ستيڤ' رجل المعلوميات لواحد من تلك المطاعم الفاخرة باهضة الثمن. |
| İlk baş yazım için moda ikonu Carine Roitfeld tarafından New York'a davet edildim. | TED | دعاني رمز الموضة كارين راوتفيلد إلى مدينة نيويورك لتصوير أول جلسة تصوير لي. |
| Onun yerine,onun için kendimi en iyi şekilde verebilmem ve kendisini en iyi şekilde bana verebilmesi için beni ortak iyileşme alanına davet ediyor. | TED | بالمقابل، فقد دعاني إلى فضائه حيث الشفاء المشترك لأعطيه أفضل ما لدي، وبالنسبة له ليعطيني أفضل ما لديه. |
| Geçen gün, oda servisini aradığımda... adam telefonda bana "Bayan Tollman" dedi ve ben de onu düzeltmedim... çünkü bir an için hoşuma gitti. | Open Subtitles | قبل أيام عندما كنت أطلب من خدمة الغرف الرجل على الهاتف دعاني السّيدة تولمان وأنا لم أصحّحه لأنه لدقيقة |
| Ve hayır dediğimde, ilgi isteyen ve zahmetli dedi. | Open Subtitles | وعندما رفضت عرضه دعاني بكثيرة الطلبات والإحتياجات |
| Hayır, bana zenci dedi ama boş ver, böyle aptal heriflerle her zaman karşılaşıyorum. | Open Subtitles | ..لا، يا رجل، لقد دعاني أساساً بالزنجي ،لكن أعني، لا عليك فلدي أمثال هذا الأحمق طوال الوقت |
| Durun tahmin edeyim. | Open Subtitles | حسناً، دعاني أحزر، سلطة الشيف دون توابلها للآنسة |
| Tahmin edeyim, o birisi siz iki suçlu oluyorsunuz. | Open Subtitles | دعاني أخمّن، ذلك الشخص هو أنتما أيّها الجانحان الإثنان. |
| Mısır'daki ilk kazımın öncesinde, hocam ünlü Mısır Bilimcisi Profesör William Kelley Simpson, beni odasına çağırdı. | TED | لذا مباشرة قبل الحفر الأول في مصر، معلمي، عالم المصريات الشهير جدًا البروفسور وليام كيلي سمبسون، دعاني إلى مكتبه. |
| Beni odasına çağırdı ve hangi konuda uzmanlaşmak istediğimi sordu. | TED | دعاني مرة إلى مكتبه وقال لي ، ماذا تريدين أن تفعلي عندما تكبرين ؟ |
| Bundan böyle Bırakın ben size aracılık edeyim. | Open Subtitles | ،من الآن فصاعدًا دعاني أكون وسيطًا بينكم |
| En azından saçımı taramama izin verin. Çılgın ve çalı gibi duruyor. | Open Subtitles | على الأقل ، دعاني أصفف شعري فهو أشعث وكثيف |
| Tim Decker, güvenlikçilerimizden biri, kan izlerini ilk bulduğu anda beni aradı. | Open Subtitles | تيم ديكير، أحد حرّاس أمننا، دعاني عندما إكتشف أولا الدمّ. |
| Baş antrenör olduğum ilk sezonlar berbattı ve birkaç yıl küstah koçluğuma katlandıktan sonra takımım, bir toplantı yapmak istedi. | TED | مواسمي الأولى كمديرة فنية كانت سيئة جداً، وبعد أن تحملوا أسلوبي الفظ في التدريب لعدة سنوات، دعاني الفريق لاجتماع. |
| Bırak da bunu yapayım. | Open Subtitles | لفعل ما أجدتماه في هذا السيناريو دعاني أفعل هذا |
| "İşerken İnleyen Adam" az önce bana çıkma teklif etti. | Open Subtitles | اسمعوا يا شباب، دعاني من يهمهم عندما يهرول للخروج معه |