"دعونا نفترض" - Translation from Arabic to Turkish

    • farz edelim
        
    • varsayalım
        
    • diyelim ki
        
    Çalışma odasının kapısının açık olduğunu farz edelim. Open Subtitles والآن دعونا نفترض ان باب المكتب كان مفتوحا
    Pekala, siz ikinizin tüm gün bunu yaptığınızı farz edelim. Open Subtitles . حسناً ، دعونا نفترض قدرتكم على فعل هذا طوال اليوم
    Amca, farz edelim Ben sana Rs. 3600 komisiyon olarak ödeme yaptım. Open Subtitles العم، دعونا نفترض فقط... ... كنت قد دفعت لي روبية. 3600 كعمولة.
    Ama amacımızın piramidin tabanına yeni ekonomik faaliyet getirmek olduğunu varsayalım. TED لكن دعونا نفترض أن هدفنا هو أن نأتي بنشاط اقتصادي جديد لقاعدة الهرم.
    varsayalım çocuk gerçekten cinayeti işledi. Open Subtitles دعونا نفترض بأن الولد قد ارتكب جريمةالقتل حقاً.
    diyelim ki ben çok başarılı oldum. ve ertesi gün size ne kadar başarılı olduğumu söylemek istedim. TED دعونا نفترض أنني في ازدهار، ثم أردت إخباركم في الغد كيف أبليت حسنا.
    Ama diyelim ki dün, bulaşık makinesine tabakların doğru dizilme biçimi konusunda büyük bir tartışma yaptınız. TED ولكن دعونا نفترض فقط أنه يوم أمس قد دخلتم في شجار كبير حول الطريقة المناسبة لتعبئة غسالة الصحون.
    Adam Smith: farz edelim ki Çin İmparatorluğu'nu birden bir deprem yuttu ve düşünelim; Avrupa'daki insanlık bu korkunç faciayı öğrenince nasıl bir tepki verirdi. TED آدم سميث: دعونا نفترض أن إمبراطورية الصين العظيمة إبتلعها زلزال ودعونا نعتبر كيف أن شخصًا ذو إنسانية في أوربا بإمكانه أن يتفاعل مع إدراك هذه المصيبة الفاجعة.
    Katilin, çizgi romanlarda dendiği gibi, inine gidip gelmesi gerektiğini farz edelim. Open Subtitles دعونا نفترض أنّه لابدّ على القاتل أن يعود لمكانه في الكتب الهزلية يدعى دائماً "عرين"
    Katilin sürücü olduğunu farz edelim, tamam mı? Open Subtitles دعونا نفترض بأنّ بأنّ السائق هو القاتل؟
    farz edelim Walter haklı. Jones bunu nasıl yapardı? Open Subtitles حسنٌ دعونا نفترض أن "والتر" محق كيف يمكن لــ "جونز" فعل هذا ؟
    İkisi içinde mantıklı bir açıklama olduğunu farz edelim. Open Subtitles -هذه نقطة اخرى جيدة . دعونا نفترض أن هناك تفسير منطقي لكلاهما.
    Tamam, babanın dükkânı kundaklaması için birini tuttuğunu farz edelim. Open Subtitles حسنا، دعونا نفترض أن (الأب) استأجر شخص ما لاشعال الأعمال.
    - Öyle olduğunu farz edelim. - Evet. Open Subtitles - دعونا نفترض أنه.
    Bunun bir tuzak olduğunu varsayalım. Open Subtitles دعونا نفترض انه فخ ..سيتوقعوننا في المدينه الفضيه
    Şimdi tatile gittiğinizi varsayalım. TED الآن دعونا نفترض أنك ستذهب في عطلة.
    Karayipler'e gittiğinizi varsayalım ya da Meksika'ya gidebilirsiniz. Latin Amerika'ya, Asya'ya, Afrika'ya, Suudi Arabistan'da her hangi bir yere gidebilirsiniz. TED دعونا نفترض أنك ستذهب إلى جزر الكاريبي، أو من الممكن أن تذهب إلى المكسيك أو أمريكا اللاتينية أو آسيا أو أفريقيا أو أي مكان في السعودية.
    Peki, diyelim ki baltalı adama bu suç haberlerini ortağı gönderdi. Open Subtitles حسنا. من الناحية النظرية، وأي تحيز، دعونا نفترض شريك رجل الفأس وأرسله
    Hadi onu geçtim, diyelim ki girdik. Open Subtitles ناهيكم عن دخوله، ولكن دعونا نفترض أننا فعلنا
    Dedikleriniz doğru beyler ancak diyelim ki Burroughs'u kovduk. Open Subtitles ما تقولانه صحيح بما فيه الكفاية أيها السادة , لكن لو سمحتما لي ؟ دعونا نفترض بأننا تخلصنا من بوروز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more