| Buralarda bir yerde olmalılar. Bırak şunu artık! Hiçkimse için! | Open Subtitles | انهم فى تلك المنطقه فى مكان ما دعى هذا و شأنه هل تفهمين ؟ |
| - Bana Bırak. Ortama uygun çok güzel bir şey var. | Open Subtitles | دعى ذلك لى أنا أعرف الشئ الذى يلائم مزاجك |
| Sophia, seni boşboğaz, yeğenimi rahat Bırak. | Open Subtitles | أنت تدعين للرذائل , صوفيا دعى حفيدتى وشأنها |
| Ev sahibi bizi en son davet ettiğinde aynı zamanda birkaç felsefeciyi de davet etmişti. | TED | وفي تلك المرة التي دعانا اليها ذلك الرجل الغني كان قد دعى عدد من الفلاسفة |
| Hala bir işleri var mı diye bildirmek üzere herkesi çağırdı. | Open Subtitles | هو دعى الجميع الى بيته ليخبرهم عن مدى بقائهم فى وظائفهم. |
| Hiç fikrin yok. Bana Bırak. İnsanları tanırım. | Open Subtitles | ليس لديك فكرة , دعى الأمر لى أنا أفهم فى الناس جيدا هذه وظيفتى |
| Bırak yemek yapmayı da gelip bahçede otur. | Open Subtitles | توسنت، دعى الطهى وتعالى اجلسى فى الحديقة |
| Bir saniye. Paige rahat Bırak, ben ciddiyim. | Open Subtitles | لحظة واحدة ، دعى بايج و شأنها ، أنا جادة |
| Aşkı bir yana Bırak ve gururla suçluluğa tutun. | Open Subtitles | دعى الحب من اجل الكبرياء و الذنب و ما الذى يساويه ذلك فى عاماً ؟ |
| Bırak Doktor Hill seni muayene etsin ve seni nasıl iyileştireceğimizi anlayalım. | Open Subtitles | دعى الطبيب هيل دعى الطبيب هيل يفحصك و سنعرف عندها كيف يمكنك أن تتحسنى |
| - Odasında bulunan haplar, orada ters olan bir şey var. - Bırak şunu. | Open Subtitles | هذه الاقراص فى غرفته هناك خطب ما هناك دعى الأمر |
| Pekâlâ, ne yaparsan yap ama sakin ol ve konuşmayı bana Bırak. | Open Subtitles | حسناً , أياً كان ما تفعليه فقط كوني لطيفة و دعى الكلام لي |
| Hayır. Tamam, anne. Bırak hemşireler yapsın. | Open Subtitles | كلا، لا بأس يا أماه دعى المُمرضات تنزعها |
| Eğer salı akşamı uygunsa, Harry bay Donahue' yu davet etmişti. | Open Subtitles | لو يناسبكم يوم الثلاثاء, هارى دعى السيد دوناهو |
| Onu davet etmişlerdi ama o ne umacağını bile bilmiyordu. | Open Subtitles | لقد دعى اليها ولكنه لا يعلم ماذا سيحدث لاحقا |
| Dünyadaki en zengin 13 suçlu elebaşını onunla orda buluşmaları için davet etti. | Open Subtitles | وقد دعى 13 من اعظم واغنى المجرمين ليقابلوة هناك |
| Tüm dini kavgalara karşı gelip, bütün İspanyolları, yani Hristiyanları ve Berberileri... ülkeleri İspanya'yı tehdit eden ortak düşmana karşı birleşmeye çağırdı. | Open Subtitles | تربى على كراهية الاديان و دعى من كل الاسبان سواء مسيحيون او مغاربة لمواجهة عدو مشترك يهدد امان البلاد |
| Kraliyet Danişma Meclisi öğleden sonra toplantıya çağırdı. | Open Subtitles | دعى مجلس الشورى من اجل أجتماع ضهيرة هذا اليوم. |
| Kabalık etmek istemem ama bu korkunç kadınları kim çağırdı? | Open Subtitles | لا أريد أن أكون وقحة، لكن من الذي دعى هذه النساء الفظيعة؟ |
| Onu serbest bırakın! | Open Subtitles | كما دعى إليه بالنهايةِ جدية الظروفِ هذه الإجراءاتِ تمت تحت تغطية واسعة من التلفزيون |
| Formunu dolduruyor, ve planının şartlara uyduğuna emin oluyor sonra da sabaha kadar dua ediyor. | Open Subtitles | ملأ إستمارات الطلبات وحرص على توافق المخططات مع المواصفات ثم دعى ربّه كثيرا |
| Oğlum Bumpty, bugün okulda kızına çıkma teklif edeceğini söyledi. | Open Subtitles | ابني دعى ابنتك للخروج معه |