| Onun zihinsel savunmasını kırmak için, egosunu tamamen ortadan kaldırmalıyız. | Open Subtitles | من أجل كسر دفاعاته العقلية علينا أن نحطم غروره تماماً |
| Eminim savunmasını güçlendirmek ve zayıflıklarını düzeltmek için elinden gelen her şeyi yapmıştır. | Open Subtitles | بالتأكيد، لقد فعل كل ما في وسعه لتعزيز دفاعاته وتقويم نقاط الضعف |
| Onu öldürmenin tek yolu da savunmasını delmek. | Open Subtitles | إنه شرير ومتهور، والطريقة الوحيدة لقتله هي باختراق دفاعاته |
| Benim pozisyonumdaki bir adam bir kez pes ederse gardını indirirse, bir an için bile zayıf olursa, ölür. | Open Subtitles | ذات مرة كان رجلا فى مكانتى استسلم وترك دفاعاته تسقط |
| Bu noktada anladım ki öğrencim nihayet savunmalarını elden bırakıyordu. | Open Subtitles | في تلك اللحظة أدركت أن طالبي, أخيراً يقوي دفاعاته |
| Düşmanı kovalama, savunmalarını yıkma, geri çekilmesi için olan tek yolu kesme... ve sonra öldürmek için yaklaşma. | Open Subtitles | مطاردة العدو! تحطيم دفاعاته! قطع طريقه الوحيد للعودة! |
| savunmasını düşürmek zorunda. | Open Subtitles | ويتحتم عليه أن يقلل من دفاعاته |
| savunmasını aşmanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | لقد حاربت خلال دفاعاته |
| Şimdi savunmasını güçlendirecek. | Open Subtitles | والآن سوف يُدعم دفاعاته. |