| Sayın Yargıç, bu bıçağın iki numaralı savunma kanıtı olarak kayıtlara geçmesini istiyorum. | Open Subtitles | حضرة القاضي اُريد أن توضع هذه السكّين كدليل دفاعي معترف من قبل الشاهد |
| Yani bir savunma firmasına giriş hakkı olan bir teröristle mücadele ediyoruz. | Open Subtitles | إذاً فنحن نتعامل مع إرهابي كان لديه الامكانية للدخول على مشروع دفاعي |
| Kongre tasarıyı onaylamasına rağmen, tasarı "ulusal savunma önlemi" olarak anıldı". | Open Subtitles | الكونجريس صادق على مشروع هذا القانون كما يمثل إجراء دفاعي قومي |
| savunmam şu ki elimden sosisli sandviçimi çalmıştı bunu evlatlık bir çocuğa yapamazsın. | Open Subtitles | في دفاعي لقد سرق النقانق من يدي ولايمكنك فعل ذلك لطفل متبنى سابق |
| Bir süre sonra aile savunmaya geçip işbirliğini kesti. | Open Subtitles | نعم.بعد فترة أصبحت العائلة بوضع دفاعي و توقفت عن التعاون |
| Altı yıl önceydi, ve benim savunmamda, ayık olmamdan önceydi. | Open Subtitles | لقد كان منذ ست سنوات مضت في دفاعي لقد كان قبل أن أصبح واعياً |
| Sanırım bunu savunma mekanizması refleksiyle söyledim işte çünkü benim yakınlaşma korkum var. | Open Subtitles | أعتقد أني قلت ذلك كأسلوب دفاعي لأن لدي خوف من الحميمية أسلوب دفاعي؟ |
| Sarayın kapısı için savunma hattı gerekiyor! Bariyerler daha yüksek olmalı. | Open Subtitles | أحتاج لخط دفاعي لبوابة القصر لا بد وأن تكون الحواجز عالية |
| savunma pozisyonu öneriyorum. Perdeler ve kalkanlar. | Open Subtitles | يُفضل إتخاذ وضع دفاعي يا سيدي، مثل الحواجز و الدروع |
| Elimizdeki her şeyle o tepede mayınlı bir savunma mevzii istiyorum. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى موقع دفاعي فوق ذلك الجسر إنتبه لكل شيء تجده |
| savunma formasyonu 1. Hidrojen silahlarının güvenliklerini açın. | Open Subtitles | تشكيل دفاعي واحد أزيلوا الأمان من مسدسات النيتروجين |
| O zamanlar, mizahı savunma mekanizması olarak kullanıyordum. | Open Subtitles | نعم, في هذا الوقت استخدمت المرح كنظام دفاعي |
| COK SAGLAM savunma YAPMALIYIZ. | Open Subtitles | نحن سَنَكُونُ قساةَ جداً بشكل دفاعي بهذا. |
| Evet, yaptım ama savunmam şu ki sen de aynısını benim... | Open Subtitles | نعم , فعلت ذلك ولكن في دفاعي فعلتي نفس الشيء لي |
| İyi, benim savunmam ise, efendim, gerçekten birbirimizi görmüyoruz. | Open Subtitles | في دفاعي يا سيدي نحن لا نقابل بعضنا حقاً |
| Peki evet, kendimi savunmam gerekirse, çok gençtim ve onun evi sahildeydi. | Open Subtitles | في دفاعي عن الأمر، كنت مراهقاً وكان لديها منزل بجانب الشاطئ |
| Onları savunmaya zorlamak istemiyordun ki bu güzel çünkü yaptığın şey ile bizi savunma yapmaya zorladın. | Open Subtitles | أنت لم ترد وضعهم بوضع دفاعي، وهذا جيد لأنك الآن وضعتنا نحن بوضع دفاعي |
| Hakkımda bilmediğiniz bir şey olursa savunmamda yardımı dokunur. | Open Subtitles | انهسيساعدفي دفاعي,هناك بعضالأشياءعنيانت لاتعرفها. |
| defans iv durumdan atak duruma geçe bilmemiş için bu iyi bir şans | Open Subtitles | هذه فرصتـنا . للتحرك من موقف دفاعي إلى هجومي |
| Bununla birlikte, senatodaki görevimden ayrılarak Savunmama odaklanmak istedim. | Open Subtitles | مع ذلك، اخترت الإنسحاب من مجلس الشيوخ للتركيز على دفاعي |
| Mahkeme yalan söylemiş olabilecek bir tanığın söylediklerine dayanarak benim Savunmamı sınırladı. | Open Subtitles | المحكمة حددت دفاعي بناءا علي شهادة الشاهدة التي ربما ارتكبت الشهادة الزور |
| Aynı zamanda defansif de düşünmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أيضا أن نفكر بشكل دفاعي. |
| Ama kendimi savunmak adına, buradaki herkes o deli herif hakkında bir şey biliyordur. | Open Subtitles | لكن في دفاعي عن نفسي. الجميع هنا يعلم القليل عن الرجال المجانين. |
| Çünkü kızına savunmacı sürücülüğü öğretiyor. | Open Subtitles | لانه كان يعلمها قياده السياره بإسلوب دفاعي. |
| Bu nedenle Bayan Littlejohn'un tırnaklarındaki DNA da kuvvetle muhtemel o geceki savunmadan dolayı orada bulunuyor. | Open Subtitles | وعليه فمن الأرجح أن الحمض النووي الموجود تحت أظافر الآنسة ليتلجون قد نتج عن جرح دفاعي في تلك الليلة |