| Tam olarak bir adres vermez ama birkaç blok yakınına kadar daraltabilirim. | Open Subtitles | لن يعطيكِ هذا عنواناً دقيقاً لكن يمكنني تحديد الأمر على بعض المباني. |
| Tam olarak bundan daha az. 80 günde. | Open Subtitles | فى أقل من ذلك, لأكون دقيقاً, ثمانون يوماً |
| Çok zaman geçti. kesin konuşmak gerekirse, yirmi yıl. | Open Subtitles | لقد مر زمن طويل عشرون عاماً لأكون دقيقاً |
| - tarihleri, zamanları ve yerleri. - kesin olarak konuşamam. Bunları kayıt altında tutmuyoruz. | Open Subtitles | لا يُمكنُني أن أكونَ دقيقاً ليسَ أننا احتفظنا بسِجِّل أو ماشابَه |
| Hayatım boyunca, başladığım şeyi bitirme konusunda çok titiz davrandım. | Open Subtitles | اتعلمين، طوال حياتي كنت دقيقاً حول إنهاء كل شيء ابدأه |
| Bilgisayar algoritmamız daha net. İnsanların olabileceğinden daha net, ama her zaman net olmayacak. | TED | خوارزمية الكمبيوتر دقيقة للغاية, أكثر دقة من ما يستطيعه البشر, و لن يكون دقيقاً طيلة الوقت. |
| Babam dakik bir adamdı zamana bağımlıydı. | Open Subtitles | لقد كان والدي رجلاً دقيقاً في مواعيده ملتزماً بالوقت |
| Q ve R'nin güvenlik sistemi kusursuz bir şekilde tasarlanmıştır. | Open Subtitles | بالإشارة أن النظام الأمني للشركة مصمماً ليكون دقيقاً |
| Geciktiğim için üzgünüm, efendim. Tam olarak dört dakika. | Open Subtitles | أنا آسف لأني تأخرت، يا سيدي أربع دقائق تأخير , لأكون دقيقاً |
| Edemem. Size Tam bir tanım verdim. Size adını söyledim. | Open Subtitles | لايمكنني , أعطيتك وصفاً دقيقاً , أخبرتك باسمه |
| Tam olarak 70 yıl, 2 ay, 12 gün. | Open Subtitles | سبعين عاماً و شهرين و 12 يوماً ,لأكون دقيقاً. |
| Neden Tam olarak o sayı olduğunu bilmiyorum. Bir çeşit olasılık var. | Open Subtitles | لا أعلم لم ليس دقيقاً هناك نوع من الاحتمال |
| Hey, bir kız kararsız izin var. değil böyle Sanki sağ, kesin bir bilim mi? | Open Subtitles | مهلاً ، مسموح للفتاة بأن تتأرجح ، ليس و كأن هذا علماً دقيقاً ، أليس كذلك؟ |
| Vay canına. Bu test o kadar da kesin değil öyleyse. | Open Subtitles | واو إذاً أعتقد بأن الاختبار ليس دقيقاً جداً |
| Çok üzgünüm ama zamanlama çok kesin. | Open Subtitles | صمتاً صمتاً ولكن التوقيت لا كان دقيقاً جداً |
| Doktorun çalışmasını titiz ve kapsamlı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ أن تقييم الطبيب كان دقيقاً و شاملاً |
| - Çok net değil. Bu yara onu öldürmeye yetmez. | Open Subtitles | هذا ليس دقيقاً بما يكفي، ولم تكن الإصابة لتكون كافية لقتله. |
| Kim bir Brezilyalının dakik olmasını bekler ki? | Open Subtitles | أجل، لكن لمَ سيتوقع أيّ أحدٍ من برازيلي أن يكون دقيقاً بموعده؟ |
| Kendine geldiğinde matematiksel açıdan kusursuz fraktalları eliyle çizebiliyordu. | Open Subtitles | يقظته، جعلته قادراً على أن يرسم نمطاً رياضياً هندسياً دقيقاً بشكل متكرر |
| Ama dedektif olduğuma göre sana ancak detaylı bir dosya sunabilirim. | Open Subtitles | بما أنني مُحقّقْ، لا أملك إلا أن أعرض لكِ ملفّاً دقيقاً. |
| Bu yüzden filmi konusunda çok titizdi. | Open Subtitles | لهذا السبب كان دقيقاً جداً بشأن هذا الفيلم |
| İskeleti hızlıca sökün. dikkatli, hızlı ve Tam yerinden. | Open Subtitles | خُذ عيّنة من جسم المركبة، كن حذراً، سريعاً و دقيقاً |
| Sizlere de şimdi açıklayacağım gibi, bu uygulamaların, genetik mühendislik için kullanılabileceğini ve hücrelere, kesimin yapıldığı alanlarda DNA'nın yapısını hassas bir şekilde değiştirebilmeleri için izin verdiğini fark ettik. | TED | وكما سأخبركم الآن لقد أدركنا أن ذلك النشاط يمكن أن يُوظف في هندسة الجينات للسماح للخلايا بأن تحدث تغييراً دقيقاً في في الحمض النووي في المواضع التي حصل عندها القطع. |
| Birinci kural: Yardım isterken isteğiniz ve nedeni konusunda çok açık olun. | TED | أول شيء: عندما تطلب المساعدة، كن دقيقاً للغاية حول نوع المساعدة التي تحتاجها ولماذا. |
| Onlara bu şekilde yardim etmen hele hele o kadar spesifik konuşman. | Open Subtitles | تساعدهم هكذا، خصوصاً بكيف كنتَ دقيقاً بالأمر. |
| Kızıl ötesi güdüm sistemi en doğrusu değil. | Open Subtitles | إن نظام الإرشاد بالأشعة تحت الحمراء ليس دقيقاً جداً |
| Her detayı kusursuzdu ama fazla kusursuzdu. | Open Subtitles | , كل تفصيل كان دقيقاً , في منتهى الدقة |