| Bilmiyorum ama öğreneceğim. Bana bir dakika verin. | Open Subtitles | لا أعلم ،، سأكتشفُ ذلكَ فقط أمهلاني دقيقةً |
| Bak şimdi Tom, eğer şahsi görüşlerde bulunacaksan burada bir dakika durmam. | Open Subtitles | إذا كنت ستتحدث عن انتقادات شخصية فلن ابقى هنا دقيقةً واحدة |
| Profesörün hesaplarına göre, zombiler size 17 dakikada yetişecekler, yani herkesi geçirmek ve köprünün iplerini kesmek için 17 dakikanız var. | TED | وفقًا لحسابات البروفيسور سيلحق بك الزومبي في غضون 17 دقيقةً فقط لذا، لديك ذلك الوقت فحسب لإيصال الجميع وقطع الحبال |
| 20 dakikada öğrendi. Çocuk çok zeki. | Open Subtitles | أخذ عشرون دقيقةً لتعلّم ذلك , أنه سريع , وبارع |
| Sistem otomatikman yeniden başlamadan önce 15 dakikanız var. | Open Subtitles | ستعرض شاشات المراقبة تسجيلاً. أمامكما 15 دقيقةً قبل أن يعود تشغيلُ النظام. |
| Bunu kimin yaptığını söylemek için bir dakikan var. | Open Subtitles | أُمهلك دقيقةً لكي تشيرَ إلى المُذنب |
| Üzerimi değiştirmek ve taksiyle kuzeye gitmek için 20 dakikam kalır. | Open Subtitles | لتبقى عشرون دقيقةً للتغيير والحصول على سيارة أجره متجهةً للشمال |
| Kendine bir dakika ayır, en kibar ses tonunu ayarla, ...güzel bir gülümseme takın ve toplantı odasına gel, ...eş ortaklara sana bu fırsatı verdikleri için teşekkür etmeye hazır ol. | Open Subtitles | انفردي بنفسكِ دقيقةً ثم ضعي على وجهكِ البشاشة وابحثي عن أجمل ابتساماتكِ |
| Sihri hazırlamam için bana bir dakika ver. | Open Subtitles | فقط إمنحيني دقيقةً لأحضرَ التعويذة |
| Bana bir dakika daha izin ver olur mu? | Open Subtitles | أمهليني دقيقةً واحدةً فحسب, حسنٌ؟ |
| Bana sadece bir dakika versin. Durumlara dair- | Open Subtitles | أحتاج دقيقةً من وقته بمعطى هذا الظرف |
| - Bir de ben deneyeyim, kardeşim. bir dakika. | Open Subtitles | دعني أجرب هذا يا صاح اعطني دقيقةً وحسب |
| Hayır, 30 dakikada veya daha kısa sürede gelemedi. | Open Subtitles | كلاّ، لم تصل قبل ثلاثين دقيقةً أو أقلَّ. |
| Uçağa dönüyoruz. Yirmi dakikada kalkış istiyorum. | Open Subtitles | لنعد إلى الطائرة، أريدها في الجو خلال عشرين دقيقةً. |
| Onu dışarı göndermek için 15 dakikanız var yoksa herkes ölür. | Open Subtitles | لديكم مهلةً مقدارها "15" دقيقةً لترسلوه إلى الخارج وإلاَّ سيموتُ الجميع |
| Düşen helikopteri patlatmak için bir dakikanız var. | Open Subtitles | "لديكَ دقيقةً واحدة لتفجر تلك المروحية الساقطة" |
| Merhaba, bir dakikan var mı? | Open Subtitles | أهلاً ألديكَ دقيقةً للحديث؟ |
| Will, bir dakikan var mı? | Open Subtitles | ـ (ويل) ـ هلا منحتني دقيقةً من وقتك ؟ |
| Sadece 14 dakikam var. | Open Subtitles | لديّ 14 دقيقةً فقط |
| Kusura bakma, Ames. Bir dakikam vardı en fazla. | Open Subtitles | آسفة يا (آيمز)، لكنّي أملك دقيقةً وحسب. |