Beni rahatsız eden, seni almak için geri gelince, kaybettiğim 20 dakika. | Open Subtitles | ما يزعجني هو أن عودتي من أجلك جعلتني متأخراً20 دقيقة عن جدولي |
Sonrasında kendini beğenmiş aptal adam 20 dakika boyunca kendini övdü. | Open Subtitles | بعدها خطاب ذلك المتعجرف الأحمق كان قصيدة لـ20 دقيقة عن نفسه. |
Arayan her kim ise programının 20 dakika sarkmasına sebep oldu. | Open Subtitles | مهما كانت تلك المكالمة، لقد أخرتك عشرين دقيقة عن الموعد المُحدّد. |
Milner ona rastgele bir numara verdiğinde numarayı, sürekli tekrar ederek 15 dakika aklında tutabiliyordu. | TED | وعندما أعطته ميلنر رقمًا عشوائيًا، استطاع أن يتذكّره مُدّة خمس عشرة دقيقة عن طريق تكراره في نفسه باستمرار. |
Burası Madangiri Yerleşim Kolonisi, oldukça gelişmiş bir gecekondu bölgesi ve Yeni Delhi'nin 25 dakika dışında. Bu insanlarla orada tanıştım. Bana birgün boyunca etrafı gezdirdiler. | TED | والتي تدعى مستعمرة مادانجيري والتي فيها مشردون كُثر وتبعد 25 دقيقة عن نيو دلهي في الهند حيث قابلت هذه الشخصيات اللاتي قمن بأخذي بجولة حول المدينة |
Pekâlâ, programın 17 dakika gerisindeyiz. | Open Subtitles | حسناً ، لقد تأخرنا 17 دقيقة عن الجدول الزمنى |
2 saniye içinde dönerim. Aslında, evim buradan birkaç dakika uzaklıkta. | Open Subtitles | منزلي في الحقيقة يبعد أربعين دقيقة عن هنا |
İyi misinle kastın, işe 25 dakika geç kalmaksa, evet. | Open Subtitles | أجل , لو تعنين بخير أنني متأخر 25 دقيقة عن العمل |
Şimdi niye diskoteğe gider gibi giyindiğini ve 47 dakika gecikmeni açıkla. | Open Subtitles | الآن اشرح لي لماذا ترتدي هذه الملابس؟ و متأخر 47 دقيقة عن التمرين |
Bu çabuk olsa iyi olur, kız arkadaşından 45 dakika daha uzak kalırsan, balkabağına dönüşeceksin ve senin kıçını oraya geri taşımam gerekecek. | Open Subtitles | من الأفضل أن نسرع إذا ابتعدت 45 دقيقة عن حبيبتك.. فستتحول إلى يقطينة وسأضطر إلى حملك على الرجوع |
Başlangıç olarak sabahları 43 dakika erken uyanmamız gerekecek. | Open Subtitles | أولاً, يبدو أننا تحتاج للإستيقاظ مبكراً بـ 43 دقيقة عن المعتاد |
Son dakika prezervatif takmak dışında normal seks. | Open Subtitles | إنه أشبه بالجنس العادي لكن دون أن أتحسس بآخر دقيقة عن الواقي الذكري |
Bana da bir kez Mars'ı nasıl sömürdüklerinin muhabbetini yaptı... 20 dakika içinde sıkıntıdan öldüm. | Open Subtitles | لقد جرّني مرة لمحادثة مدتها 20 دقيقة عن إستنساخ المرّيخ |
Sana ulaşamazsam buraya geri gelmezse, yarın okula bir dakika bile geç kalırsa, polisi ararım. | Open Subtitles | إن لم أعلم بمكانك إن لم تعد إلى هنا، إن تأخّرت دقيقة عن المدرسة غداً، سأتّصل بالشرطة |
Bir dakika geç kalsam kafamı ütülüyor ama bizi 15 dakika bekletiyor. | Open Subtitles | كم أن الأمر مدعاة للسخرية كيف يقوم بتوبيخي حين أتأخّر دقيقة عن العمل وبعدها يجعلنا ننتظر لخمسة عشر دقيقة. |
Bir dakika geç kaldım diye ağzıma etmişti resmen ama beyefendinin kendisi 15 dakikadır ortada yok. | Open Subtitles | كم أن الأمر مدعاة للسخرية كيف يقوم بتوبيخي حين أتأخّر دقيقة عن العمل وبعدها يجعلنا ننتظر لخمسة عشر دقيقة. |
Sonra mikrofonu kapıp 15 dakika, erkek ve kadın arasındaki farklılıklar hakkında stand-up yaptın. | Open Subtitles | ثمّ أمسكتِ الميكرفون و ألقيتِ خطاباً لـ 15 دقيقة عن الاختلاف بين الرجال و النساء. |
15 dakika önce mesaj atıp ayrıldım ondan. | Open Subtitles | لقد انفصلت عنها منذ ما يقرب من 15 دقيقة عن طريق الرسائل القصيرة |
15 dakika önce mesaj atıp ayrıldım ondan. | Open Subtitles | لقد انفصلت عنها منذ ما يقرب من 15 دقيقة عن طريق الرسائل القصيرة |
Yani zaman sürelerine bakacak olursak bu fotoğraflar aynı gün 20 dakika aralıklarla çekilmiş. | Open Subtitles | إذن وفقاً للأختام الزمنيّة، هاتان الصورتان ألتقطتا في نفس اليوم في غضون 20 دقيقة عن الأخرى. |