| Burada bir dakika daha kalamam. Sana kahvaltı ısmarlayayım. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء دقيقة واحدة في هذا المكان دعني أدعوك على الفطور |
| Tamam, buradan nasıl gideceğimizi düşünelim hadi çünkü bu şehirde bir dakika daha geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً, لنجد طريقة يمكننا الخروج بها من هنا لاني لا أريد أن أمكث دقيقة واحدة في هذه المدينة |
| Bu evde bir dakika daha geçirmem mümkün değil. | Open Subtitles | لا يُمكنني ان ابقى دقيقة واحدة في هذا البيت. |
| Bunun üzerine bir dakika harcayacağız. | TED | سنستغرق دقيقة واحدة في هذا الأمر. |
| Sence Randolph Hope hapiste bir dakika bile geçirir mi? | Open Subtitles | أتعتقد أنّ (راندولف هوب) سيقضي دقيقة واحدة في السجن ؟ |
| ...saat 17:00'de, laminasyon makinesinden yeni çıkmış olarak masamda istiyorum eğer bir dakika geç kalırsa hayvan barınağına gidip, sana yavru bir kedi alacağım. | Open Subtitles | وأريده أن يكون على مكتبي , الساعة 5: 00 بعد الظهر وإذا كانت دقيقة واحدة في وقت متأخر , سَأَذْهبُ إلى مأوى للحيوانات وتحصل على القط كيتي. |
| Bu haftaki yayının sona ermesine bir dakika kaldı. | Open Subtitles | "حسنٌ، تبقّت دقيقة واحدة في برنامجنا الإذاعيّ لهذا الأسبوع" |
| Hapiste bir dakika bile geçirmenize izin vermeden oraya gelip sizi çıkaracağımızı unutmayın, tamam mı? | Open Subtitles | لن نسمح بأن تمكثا حتى دقيقة واحدة في السجن فسنذهب إليكما ونخرجكما من هناك. -حسناً؟ |
| Sonunda bir dakika konuştum. | Open Subtitles | -لقد تحدثت لمدة دقيقة واحدة في النهاية |