| Telefonu bir daha sen açarsan eline kan bulaşacak, anladın mı? | Open Subtitles | إن رفعتِ هذه السماعة ثانية فسأضع دماً على يديك أفهمت ذلك؟ |
| Harvey'nin hesaplamaları kalbin inanılmaz bir şekilde günde 4.000 litre kan pompaladığını gösterdi. | Open Subtitles | أوضحت نتيجة هارڤي أن القلب يضخ دماً مقداره أربعة آلاف لتراً في اليوم |
| Kızım, adamı kaldırıma kadar çıkarmış. Ama çok kan kaybetmiş. | Open Subtitles | أخرجته حتى وصلا رصيف المشاة لكنها كانت تنزف دماً سلفا. |
| Kırmızı bir şeydi işte. kan mıydı başka bir şey miydi bilmiyoruz. | Open Subtitles | لقد كان شيئاً أحمراً، لا ندري إن كان دماً أو شيئاً آخر |
| Fakat kadın verilen kanı yaklaşık 10 dakikada kaybetti. | TED | لكنها نزفت دماً مرة أخرى في حوالي 10 دقائق |
| Assange'ın ellerini kana buladığını iddia edebilirsek bu işi tersine çevirebiliriz. | Open Subtitles | إن كنا نستطيع الإدعاء بأن ذلك القاتل يملك دماً على يداه نستطيع أن نقلب هذا الامر |
| Soldaki Frida'nın kırık bir kalbi var, eski moda Viktorya tarzı elbisesinin üzerine kan damlıyor. | TED | كان لفريدا المرسومة على يسار اللوحة قلب مكسور، ينزف دماً على لباسها الفيكتوري القديم. |
| Bu sensörler, kan veya salya içeren hasta örnekleriyle yeniden hidratlandığında aktive oluyorlar. | TED | يتم تنشيط المستشعرات عندما يتم ترطيبها بواسطة عينة من المريض والتي يمكن أن تكون دماً أو لعاباً على سبيل المثال. |
| Sonra baktım ki her tarafım kan içerisinde. | Open Subtitles | وعندها رأيت دماً، لقد كان هناك دماً في كل مكان |
| İhtiyarda o kadar kan olduğu kimin aklına gelirdi? | Open Subtitles | فى حين ما من أحد يحاسبنا على فعلتنا؟ من كان يظن أن فى ذلك العجوز دماً بهذا القدر |
| Romalılar hakkında böyle derler ama biz çalışmaktan kan terliyoruz. | Open Subtitles | هذا الأحمق يتحدث عن كسل الرومانيين بينما نحن نعرق دماً طوال اليوم. |
| Yalnız, kan geliyorum ve kan her tarafa sıçrıyor. | Open Subtitles | الغريب هو أننى قذفت دماً و إنتثر الدم فى كل مكان |
| Söyle evlat, kan kusuyor ve... soğuk algınlığından şikayet ediyor mu? | Open Subtitles | أخبرني أيها الفتى هل كان يتقيأ دماً... ويشكو من شعوره بالبرد؟ |
| Yani öyle bir vursam ki, kan işeseniz ve yürüyemeseniz. | Open Subtitles | أعني، إن ضربتك ضرباً مبرحاً و نزفت دماً ولم تستطع المشي لدة شهر |
| Herneyse, orada olduğum için şanslıydın. Çok kan kaybettin. | Open Subtitles | بأي حال، أنت محظوظ أنني كنت موجوداً، لقد فقدت دماً كثيراً. |
| kan bulmuşlar ve o kan, senin kanın olabilir. | Open Subtitles | وجدوا دماً, وأنا أامن, للظروف الراهنة, انها تخصك. |
| Bütün göçmenlerin, bütün yerlilerin devlet doktoruna kan veya doku veren herkesin. | Open Subtitles | كل مهاجر, كل شخص محلي.. الذي أعطى دماً أو عينات جلدية لطبيب حكومي. |
| Biraz sakinleş. kan akıttığında, cildinin yenilendiğini söylerler. | Open Subtitles | ربما يمكنك التوقف , يقال عندما تنزف دماً هذا يعني أنك تقشرت |
| Eğer bunu bir daha denersen, kan işeyeceksin, Bozz. | Open Subtitles | إذا حاولت إخراج أحد مرة أخرى ستتبول دماً , يا بوز |
| Canlı birinin kanı gerekiyor. Dişi birine ait olsa daha iyi olur. | Open Subtitles | الان نحتاج دماً حيوياً دم انثوي يكون افضل |
| Katillerine boğulmuş durumdayız, kan kana karşı geliyor. | Open Subtitles | أريقوا دم القاتل الذي أراق دماً |
| Bir defa birbirimizin kanını şırıngayla çektik ve içtik. | Open Subtitles | و ذات مرة سحبنا دماً من بعضنا البعض و شربناه. |
| Kendi adamlarımı yem ettim ve harcadığımız her saniyeyi kanlarıyla ödüyorlar. | Open Subtitles | أنا أستعمل ناسي كطعم وهم يدفعون الثمن دماً في كل ثانية نضيعها |
| Nehirler kanla akıp, dünya kargaşaya gömülünceye dek mutlu olmayacak mısın? | Open Subtitles | ألن تكون راضياً حتي يصبح النهر دماً والعالم مغمور بالاضطراب |
| Yüz ağızlı bir çeşme gibiymişim, her bir ağzından al kanlar akan. | Open Subtitles | الذي له نافورة بمئة صنبور تقطر دماً نقياً |