| Buna başkasının kanı bulaşmış ama bu sizi rahatsız etmiyor. | Open Subtitles | هناك دمّ رجل آخر عليه ولكن يبدو أنك لا تهتم |
| Giydiğin ayakkabının her tarafında Larry Maretto'nun kanı ve Larry'nin beyin parçaları var. | Open Subtitles | هناك دمّ لاري ماريتو على جميع الأحذيه وقطع من أدمغة لاري |
| Bu davayla bağlantısı olan, üzerine bir başkasının kanı bulaşmış bir kadından bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحدّث عن الإمرأة التي مربوطة إلى هذه الحالة، التي كان عندها دمّ شخص آخر عليها. |
| Herkesten Kan örneği al. Bu nanitlerin ne kadar yayıldıklarını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | إحصل على عينات دمّ من كلّ شخص أريد معرفة كم نانويت نشر |
| Durum çok kötü. Mike'ın Kan basıncı 40'ın altına düşmüş durumda. | Open Subtitles | لدينا مشكلة يا جون، ضغط دمّ مايك نزل إلى منتصف الأربعين |
| 1. cadde ile Main'in köşesinde terk edilmiş varmpirin kanını buldum. | Open Subtitles | وَجدتُ دمّ مصّاصِ الدماء السيد في زاوية الشارع الأول و الرئيسي |
| kana susamışlığın egemen olduğu bir anarşiden doğuyorlar. | Open Subtitles | ولد في الفوضوية، بعطش دمّ غير قابل للإخماد، |
| İnsan kanı teklif etti. hiç uçmadığım kadar uçarmışım. | Open Subtitles | عرض علي دمّ إنساني، قال أنه سيشعرني بما لم أشعر به من قبل |
| Eğer yaşarsa... akrebin kanı daima damarlarında dolaşacak. | Open Subtitles | إذا ظل حيا دمّ العقرب سيتدفّق دائما خلال عروقه. |
| Beş prensin kanı Gece için Gündüz'le birbirine bağlı. | Open Subtitles | دمّ الأمراء الخمسة مربوط بالنهار مقابل الليل. |
| Sahibini çok merak ediyorum çünkü nefesinde Kan var ve ne kanı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | بل على من يَمتلكُك، أَنا متشوّق لمعرفة هنالك دمّ على أنفاسك ، وأعتقد أنني اعرف من أي نوع |
| Samurai Blood(Samuray kanı)'da hayatta kalanlarda bizle iletişime geçti. | Open Subtitles | البـاقون على قيد الحيـاه من دمّ ساموراي إتصـلو بنـا أيضـاً |
| Evet, flaş diskteki kurumuş kanı temizlemek için temizleme çubuğu ve biraz beyazlatıcı gerek. | Open Subtitles | نعم، احتاج إلى بعض القطن ومادة مبيضّة أنظف دمّ جاف من الذاكرة المحمولة |
| Oradaki sıtma hastama Kan nakli yaptım, ve komadan uyandı. | Open Subtitles | قمت لتوي بتبديل دمّ مصاب بالملاريا، ثم استفاق من غيبوبته |
| Camda Kan yoktu, bu da soyguncunun pencereden girerken kendini kesmediği anlamına geliyor. | Open Subtitles | لا دمّ على الزجاج الذي يعني أن السارق لم يَجرح نفسه عبر النافذة |
| Hiç uyarı yok, Kan basıncında değişlik yok, nabzında değişiklik yok. | Open Subtitles | لا ومضات، لا ضغط دمّ إختلافات، لا خلاف نبض |
| Orada uyandım ve her yerde Kan vardı. | Open Subtitles | أنا فقط إستيقظت هناك، و كان هناك دمّ في كل مكان. |
| Yani birisi Anne-Marie'nin kanını toparlamış ve bir antikoagülan eklemiş. | Open Subtitles | لذا شخص ما جَمعَ دمّ آن ماري وأضافَ مضاد للتخثّرَ. |
| Simyacı bakirelerin kanını maskesinin aynası için kullanıyor. | Open Subtitles | فارس القرون الوسطى يستعمل دمّ العذارى لمرآة قناعه |
| Alnında haç işaretini yaptığımda, kutsal su kana dönüştü. | Open Subtitles | عندما رسمت شارة الصليب على جبهته، تحول الماء المقدّس إلى دمّ. |
| Bu Amy Jacobs'un kanıyla, kanaması olmasından çok daha mantıklı. | Open Subtitles | يجعل إحساس أكثر من الفكرة بأنّها تنزف دمّ أيمي جاكوبس. |
| Diğer taraftan suç mahallinin her köşesinde Fellig'in kanının olması onun hikâyesini doğruluyor. | Open Subtitles | الذي والحقيقة بأنّ دمّ فيليج وجد في جميع أنحاء مشهد الجريمة يخبرني بأنّ قصّته تخرج. |
| Kollarım ve bacaklarım tutulmuştu ve boğazımdaki kanın tadını alabiliyordum. | Open Subtitles | سيقاني وأسلحتي كانتا خدرانة، وأنا يمكن أن أذوق دمّ في حنجرتي. |
| Millet, bu eli kanlı bir adam ve onun öylece ellerimizden kaymasına izin verdik. | Open Subtitles | يا رفاق، لديّه دمّ ،على يديه وجعلناه ينزلق مباشرةً من بين أصابعنا |
| Merrin'in kanında silikon, trinyum ve daha önce görmediğim bir elementin izleri var. | Open Subtitles | دمّ ميرين يظهر وجود سيليكون ترنيوم وعنصر لم اراه من قبل |
| Şimdi de Richter'ın kanına bakalım. | Open Subtitles | الآن دعنا نأخذ ننظر إليهم عمل دمّ ريتشتر. |