| Son üç hafta manyak gibiydi. Dolaştım, durdum. Denver, Dallas... | Open Subtitles | الثلاثة اسابيع الأخيرة كانت مجنونة كنت في دنفر , دالاس |
| O zamandan beri, peşindeyim Chicago'dan, Denver'a, Salt Lake City'ye Phoenix'e kadar ve hep bu kravatı takıyorum çünkü motivasyonumu koruyor. | Open Subtitles | من شكاغو الى دنفر الى مدينة البحيرة المالحة الى فونكس ، ومنذ ذلك الحين وانا ارتدى هذه الجرافت لأنها تبقيني متحفزا |
| 5 yıl önce, Denver'da bir mağazada hırsızlık yapmaktan sanık olmuş. | Open Subtitles | قبل خمس سنوات كانت متهمة بالمشاركة في قضية كبرى في دنفر |
| Sizi, çocuklarda ağız kokusuna karşı savaşta Denver Nuggets'ın yanında olmaya davet ediyoruz. | Open Subtitles | التي تدعوكم للإنضمام إلى دنفر ناغتس في مكافحة رائحة الفم الكريهة عند الأطفال |
| 2007'de, Denver Doğa ve Bilim Müzesi'nde küratör olarak işe alındım. | TED | تم تعييني في عام 2007 كأمين متحف، فى متحف دنفر للطبيعة والعلوم. |
| Bu tür bir sınıf ayrımı yasal ve sadece Denver'da görülen bir problem değil. | TED | هذا الشكل من التمييز الطبقي قانوني، وليس مشكلة في دنفر فقط. |
| 2018'de Denver, Colorado'da 7 yaşında biri öldü. | TED | وفي عام 2018، حدث ذلك مع طفل في السابعة من عمره في مدينة دنفر بولاية كولورادو. |
| Denver'a gittiğinden beri onu sormaya gelen üçüncü kişisin. | Open Subtitles | أنت ثلث يأتي ليسأل عن لها منذ غادرت ل دنفر. |
| Zaten içindeki gazla Kuzey Denver'a varır. | Open Subtitles | كان لديه بالفعل ما يكفي من الغاز للذهاب إلى شمال دنفر. |
| Denver'a gidemiyoruz bile. çok yüksekte. | Open Subtitles | لا يمكننا حتى الذهاب عبر دنفر انها عالية جدا. |
| Denver'da elinizdeki için her şeyini verebilecek yarım milyon sefil insan var. | Open Subtitles | هناك نصف مليون الفزاعات في دنفر أن تعطي أي شيء لاطعامك |
| Bugün burada Denver'da devlerin gölgesinde toplanmış bulunuyoruz. | Open Subtitles | نجتمع هنا اليوم في دنفر بحماية العمالقة. |
| Denver'dan Los Angeles'a gidecek Grand Continental treni kalkışa hazırdır. | Open Subtitles | الخدمة القارية الكبرى من "دنفر" إلى@ @لوس أجلوس" ستغادر الآن" |
| Dallas, Miami, New York ve Denver salonlarını kontrol ettim. Hiçbirinde yok. | Open Subtitles | دالاس, ميامى, نيو يورك, دنفر لا يوجد شىء |
| Grant bana bir zarf verip biri, Denver'a gittiginde açmami söylemisti. | Open Subtitles | جرانت اعطانى مغلف قال لو اى احد كان ذاهب الى دنفر على ان افتحه |
| O günden beri Chicago'dan Denver'a, Salt Lake City'ye hatta Phoenix'e kadar peşini bırakmadım. | Open Subtitles | ارسل لي هذه الجرافت ومنذ ذلك الحين وانا خلفه من شكاغو الى دنفر الى مدينة البحيرة المالحة |
| - Evet, o puanları Denver'a... -... fahişenle buluşmaya giderken kazandın. | Open Subtitles | استحققتها من خلال السفر إلى ـ دنفر ـ لتقابل عاهرتك |
| Patlama batıda olmuşa benziyor. Belki Denver'da. | Open Subtitles | حسنا ، انه يبدوا انفجارا من الغرب ، تقريبا من مدينة دنفر |
| Annenin Denver'da olduğunu bilmiyordum. Denver'da değildi. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن والدتك في دنفر انها لم تكن في دنفر |
| Danver'a 700 kilometre yol var, depo çeyrekte ve para yok. | Open Subtitles | 450 ميلا الى دنفر ربع التانك ملئ , ولا يوجد اموال |
| Colorado'lu, Denverlı itfaiyeci ve yardımcı doktorsun. | Open Subtitles | و أنك إطفائي مسعف من دنفر, كولورادو |