| amaçları Dr. Sutherland tarafından biliniyordu. | Open Subtitles | دوافعهم معلومة لدى الدّكتور سوثرلند |
| amaçları nedir? | Open Subtitles | وما هي دوافعهم ؟ |
| Bana kalırsa her birinin bunu yapmak için kendine has sebepleri vardı. | Open Subtitles | اود القول ان كل منهم لديهم دوافعهم الخاصة لفعل ذلك |
| Bence ikimiz de sebepleri hakkında yanlış düşünüyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أننا كنّا مخطئين تمامًا حول دوافعهم |
| O zaman daha çok bilgi edinerek örgüte girmenin bir yolunu bulur ve amaçlarını öğreniriz. | Open Subtitles | ثمّ نزيد قاعدة معرفتنا، إحسب الطريق لإختراق سي آر إف ويحدّد دوافعهم. |
| Sen de çocuk yaşlarında sırf farklısın diye dışlanmış olsaydın ya da birisi çıkarları için seni hedef alsaydı çok geç olana kadar gerçek amaçlarını anlayamazdın. | Open Subtitles | لو أصبحت منبوذاً من عمر مُبكّرة لكونك مُختلفاً، أو لو أنّ شخصاً استهدفك لأنّ لديهم مكسب منك، فإنّك لا ترَ دوافعهم إلاّ بعد فوات الأوان. |
| O yüzden Gerekçelerini de sorgulamazlar. | Open Subtitles | شكرا. "لذاك لا يسألون عن دوافعهم". |
| gerekçelerinin ne olduğunu da bilmiyoruz, o yüzden... | Open Subtitles | ولا نعلم دوافعهم |
| Sabırlı ol Maria. Yakında, amaçları ne olursa olsun bazı Avusturyalıların dost olduğunu öğreneceksin. | Open Subtitles | كوني صبورة يا (ماريا)، قريباً سيدرك أن النمساويين هم أصدقاءه، مهما كانت دوافعهم. |
| Luthorlar gizli amaçları ile meşhurdurlar. | Open Subtitles | آل (لوثر) مشهورون بتتبع دوافعهم |
| Ancak, onları teröre iten sebepleri mümkün olduğu kadar iyi tanımak ve anlayabilmekten yanayım. | Open Subtitles | ورغم هذا، يجب على المرء فهم دوافعهم |
| Bütün amaçlarını bilmiyoruz. | Open Subtitles | نجهل دوافعهم. |
| - Evet. Gerekçelerini buldular. | Open Subtitles | لديهم دوافعهم |