Her bir avcının bu maceradaki rolü farklı ve her biri birbirine bağımlı. | Open Subtitles | كلّ صيّاد بين هذه الملايين يلعب دوره في الدراما ويعتمد الكلّ على بعضه |
Zaman geçtikçe alkolün insan toplumundaki rolü sadece daha karmaşık hale gelecektir. | TED | بينما يمضي الوقت، دوره في المجتمع البشري سوف يصبح أكثر تعقيدًا. |
Hayalden başka bir şey değil hayat. Çalımla yürüyen zavallı oyuncu sahnedeki vakti için yıpratır kendini ama bitince rolü ne ses kalır ne seda. | Open Subtitles | ما الحياة إلا تمثيل، يقضي الممثل دوره .في المسرح ساطع نجمه ثم يفل بعدها |
Çocuğuna ismiyle hitap ediyor ve hayatındaki rolünü söylerken kısa ve direkt bir ifade kullanıyor. | TED | التصريح قصير ومباشر، دعوة الطفلة باسمها وتقبل دوره في حياتها. |
Gideon eşini ondan alan dünyayı yargılıyor ve sonra onun ölümündeki rolünü yargılıyor. | Open Subtitles | جديون يحاكم العالم على أخذه زوجته ويحاكم دوره في وفاتها |
Ayindeki rolüyle ilgili Veliaht Prens ile görüşmeye gitmem lazım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لرؤية وليّ العهد بشأن دوره في الطقوس |
Elçileri, Simon, lokal bir handa bu pusudaki rolüyle ilgili övünürken duyulmuş. | Open Subtitles | (مبعوثهم (سايمون سُمع يتفاخر في حانة محلية عن دوره في كمين |
Ama bu dünyadaki rolünün, bir baba olmaktan daha önemli olduğunu çok çabuk kavradım. | Open Subtitles | لكني تعلمت مبكراً جدا ...أن دوره في العالم كان مهما أكثر من أن يكون أبا |
Bunun uzun süreli hafıza oluşumundaki rolü, 1950'lerde, H.M. diye tanınan bir hastasıyla yaptığı araştırmada Brenda Milner tarafından kanıtlandı. | TED | دوره في تكوين ذكريات طويلة الأمد أثبت في الخمسينات من قبل "برندا ملنر" في بحثها مع مريض يعرف بـ"ه.م." |
Bunun olaydaki rolü ne? Kim bilebilir? | Open Subtitles | ماذا كان دوره في هذا كله يا سي جي؟ |
Bir gazetecinin araştırmasıyla bir soruşturma açıldı söz konusu olan, R. Burns'ın F.F. Bankası skandalındaki rolü. | Open Subtitles | البحث الذي قام به هذا المراسل أدى إلى اجراء تحقيق بشأن رالف بيرنز و دوره في فضيحة بنك (فوتهيل فيدرال) |
Bu işte onun rolü neydi? | Open Subtitles | ما هُو دوره في هذا؟ |
Gruptaki rolü bu olmayabilir. | Open Subtitles | -حسناً، قد لمْ يكن ذلك دوره في الجماعة . |
Alfaya sadakati mutlak değil, şimdiden sürüdeki rolünü sorgulamaya başladı. | Open Subtitles | لم يبين وفائه بعد للقائد ربما بدأ في التشكيك في دوره في المجموعة |
Ve kuruyan Arabistan, medeniyeti aşağıya çeken rolünü oynadı. | Open Subtitles | و هذا الجفاف لعب دوره في انهيار الحضارات |
Başkan David Palmer suikastinde rolüyle. | Open Subtitles | (دوره في اغتيال الرئيس (ديفيد بالمر |
ve her birimiz iş hayatındaki rolümüz ne olursa olsun gerçekten de bu ihtiyaçlar hiyeyarşisi bize de hitap ediyor iş yerindeki ihtiyaçlarımız | TED | وكل منا بغض النظر عن دوره في الاعمال لديه تسلسل هرمي للاحتياجات في مكان العمل |
Çetedeki rolünün farkında mıydın? | Open Subtitles | هل كنتي تعلمين عن دوره في العصابه ؟ |