| Bir dolarlık yeşil fasülye yetiştirmek size 75 dolar değerinde ürün vereceğinde. | TED | بينما فاصوليا خضراء بقيمة دولار واحد ستنتج لنا محصولاً بقيمة ٧٥ دولاراً. |
| Bilirsiniz, eğer günde 1 dolar ya da 2 dolardan az kazanırsanız falan. | TED | أي إن كنت تكسب دولاراً واحداً في اليوم، أو ربما دولارين في اليوم. |
| Ama kira ayda 36 dolar, ve yemek adam başı 22,5 dolar. | Open Subtitles | لكن الإيجار 36 دولاراً شهرياً و العشاء ب 22 دولاراً لكل منا |
| Madem burada çalışıyorsunuz, tüm töreni size 40 dolara yaparız. | Open Subtitles | بما أنّك تعمل هنا سنقيم المراسيم مقابل 40 دولاراً تقريباً |
| Herif kadının yanında olabilmek için bana 50 papel saydı. | Open Subtitles | لقد أعطاني 50 دولاراً لكي أضعه بجانبها أنه معجب بها |
| 36 ile 45 doların toplamının 81 dolar olduğunu da görüyorum. | Open Subtitles | أرى أن 36 دولاراً و 45 دولاراً يكون مجموعهما 81 دولاراً |
| Burada 3 yıl 10 aydır çalışıyorum. Haftalığım 94 dolar 70 sent. | Open Subtitles | أعمل هنا منذ ثلاث سنوات، وعشرة شهور وأجري الأسبوعي هو 94.70 دولاراً |
| - Haftada 86 dolar. Aile kurmayı düşünüyorsunuz, değil mi Profesör? | Open Subtitles | ستة وثمانين دولاراً في الأسبوع أنت تخطط لتكوين أسرة، صحيح ؟ |
| Evet, insanı soluksuz bırakıyor. Fiyatına da dikkatini çekerim, 25 dolar. | Open Subtitles | أنتما محقان في لهاثكما ، لاحظا أيضاً أن السعر 25 دولاراً |
| Düzenli bir ziyaret için 20 dolar, bütün kızlar dahil. | Open Subtitles | عشرون دولاراً من أجل زيارة روتينية جميع الفتيات مرحب بهن |
| Her neyse, haftada üç kez ziyaret başına 50 dolar iyi mi? | Open Subtitles | على أي حال ما رأيك بخمسين دولاراً للزيارة ثلاثة أيام في الأسبوع؟ |
| Geçen gece, Kızılderili kafası başına... 50 dolar ödül vereceğimi duydun mu? | Open Subtitles | ألم تسمعني أصرح عن جائزة قيمتها 50 دولاراً مقابل كل رأس هندي |
| Bugün üyelik aidatı 23.95 dolar. Oldukça yüksek bir fiyat. | Open Subtitles | الأجر اليوم هو 23,95 دولاراً و هو غالياً نوعاً ما |
| Özel sohbet ve gösteriden bahsediyoruz. Aylık 45 dolar istiyorlar. | Open Subtitles | التي تتضمن محادثة خاصة و عروض يريدون 45 دولاراً شهرياً |
| Şeyy, bu,burası birinci sınıf bir vagon... ve 25 dolar. | Open Subtitles | حسناً .. هذه مقصورة الدرجة الأولى إنها بـ 25 دولاراً |
| Ne fark eder ki? Farkı mı? O bıçak 60 dolar değerinde. | Open Subtitles | حسناً , المختلف , 60 دولاراً تقريباً عند شرائك له من المتجر |
| Ordu araziyi 30 milyon dolara satın alacak, değil mi? | Open Subtitles | مازال الجيش سيشتري الأرض بـ 30 مليون دولاراً , صحيح؟ |
| Çanta ve cüzdanı hala rafta duruyordu. 80 papel falan. | Open Subtitles | هنالك مبلغ من المال كان علي الرف حوالي ثمانين دولاراً |
| 20.000 Amerikan doları civarı, her yıl, ticari mal ve hizmetlere yatırılıyor. | TED | وهذا حوالي 20,000 دولاراً أمريكياً استثمرته في السلع والخدمات التجارية كل عام. |
| Kız arkadaşını çalar gibi görünürüm, sen beni yumruklarsın, ben düşerim kız kendinden geçer, sen de bana 50 kağıt toslarsın. | Open Subtitles | أتظاهر بسرقة فتاتك، فتلكمني وأسقط، فتُفتن بك، فتعطيني 50 دولاراً. |
| - İstersem masamda içebilirim. - 1,25 dolarım da boşa gitmez | Open Subtitles | بوسعي الشرب بمكتبي إن أردت, وليس لاني لا املك 1.25 دولاراً |
| Hatta, 50 papele, aynen 10.000 yıl önceki şekilde yapılmış bir taş devri bıçağı alabiliyorsunuz. | TED | في الواقع، يمكنك شراء سكينة من العصر الحجري مقابل 50 دولاراً مصنوعة بنفس الطريقة التي صُنعت بها قبل 10000 سنة مضت. |
| 50 dolarına bahse girerim, bütün gece telefonunu kapalı tutamazsın. | Open Subtitles | 50 دولاراً على أنه لا يمكنك إغلاق هاتفك طوال الليل |
| Adamın birine 100 real'e sattım. | Open Subtitles | و مخلوطة بالكثير من البقدونس المجفف بـ100 دولاراً |
| Kredi kartımız olmadan, cebimizde 40 dolarla, oraya nasıl gideceğiz? | Open Subtitles | كيف سنصل لحيث نريد بأربعين دولاراً وبدون بطاقات ائتمان؟ |
| Ve başlangıç maliyeti yaklaşık 500 dolardı, ki bugünün 10,000 dolarına eşdeğerdir. | TED | ولقد كلّفت حوالي 500 دولاراً لبدايتها، التي كانت تعادل حوالي 10،000 دولاراً اليوم. |
| Şimdi elimi pantolonunun içine sokacağım, sen de bana 20 kâğıt vereceksin. | Open Subtitles | سـوف أضـع يدي أسفـل سـروالك و بعدهـا ستعطينـي 20 دولاراً |