| Eğer doğru yerde tutuluyorsa, bir yunus senede milyon dolarlar kazandırabilir. | Open Subtitles | أيّ دولفين في المكان المناسب بإمكانه أن يُدرّ مليون دولار سنوياً |
| Belki de kendime bir yunus almalıyım, bütün gün ona binerim. | Open Subtitles | ربما يتعين عليّ ان اشتري دولفين كذلك اتسلى معه طوال اليوم |
| İşte burada bir yunus var. Bir başkası da burada. Bakın, bir yunus daha. | TED | ترون الدولفين هنا ها هو دولفين وها هو دولفين |
| En sevdiğimiz film Dolphin Tale'de de söyledikleri gibi, "Aile sonsuza kadardır." | Open Subtitles | انها مثل ما يقولون في فيلمنا المفضل حكاية دولفين العائلة الى الابد |
| Para için de bir yunus gerek. Ancak buralarda bir yunus göremiyorum. Ya sen? | Open Subtitles | يجب أن أحصل على الدولفين لكى احصل على النقود هل ترئ دولفين هنا؟ |
| Tatlım, bu sefer içinde yunus bulunmayan ton balığı mı kullandın? | Open Subtitles | الحبيب؟ إستعملت سمك تونا دولفين الآمن هذا الوقت؟ |
| Ve Lenny'i bir yunus'a çevirdin. | Open Subtitles | قمت بسلب فرانكي مني وتحويل ليني الى دولفين |
| Neden bana bir yunus olarak geldiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف او لماذا لقد أتتني على هيئة دولفين |
| Bunu geliştirince insanlar seni yunus sanacak. | Open Subtitles | حسنا، لا بأس بهذا سوف تتحكم بهذا مع قوتك و سيعتقد الناس انك دولفين |
| Vay be. Nesin sen? yunus falan mı? | Open Subtitles | واو من أنت نصف دولفين أو ما شابه لقد كنت رائعا |
| Kulaç atmayı öğrenince insanlar senin yunus olduğunu düşünecek. | Open Subtitles | أنت محترف هذا ما يعتقده الناس انت كنت مثل نصف دولفين هناك |
| Vay be. Nesin sen? yunus falan mı? | Open Subtitles | واو من أنت نصف دولفين أو ما شابه لقد كنت رائعا |
| Kulaç atmayı öğrenince insanlar senin yunus olduğunu düşünecek. | Open Subtitles | أنت محترف هذا ما يعتقده الناس انت كنت مثل نصف دولفين هناك |
| Japonya'da her sene yaklaşık 23.000 yunus ve domuz balığı öldürülmektedir. | Open Subtitles | ما يقدّر بـ 23,000 ألف دولفين يُقتلون سنوياً في اليابان |
| Dolphin'le gidemezsin! O bir vampir! Seni öldürecek! | Open Subtitles | لا يمكن الذهاب مع دولفين إنها مصاصة دماء وستقتلك |
| Dolphin Heads'de tımarhane dışında hiç bir yerde psikiyatrist yok. | Open Subtitles | ليس هناك أي أطباء نفسيون في "دولفين هيدز" سوى بمستشفى الأمراض العقلية! |
| Delirdiyse Dolphin Heads yüzünden olamaz. | Open Subtitles | إذا كانت قد جُنت، فالسبب ليس "دولفين هيدز". |
| Ganj nehir yunusu da, birkaç yüzlük bireyiyle artık had safhada soyu tükenme tehlikesi altında olan türlerden biri | TED | الحيوانات مثل دولفين نهر الغانج والذي يقطن الى الشمال قليلا وكما أنها معرضة للخطر. |
| Ben erimiş kar tatmayan bir yunusum. | Open Subtitles | أنا دولفين لم يتذوق أبدا طعم الثلج الذائب |
| Ayrıca sayılmaz, çünkü yarı yunustu. | Open Subtitles | وهو لا يحسب لأنه كان بنصف دولفين! |
| Bir yunusla çiftleşmeye çalışan bir gupiyim ben. | Open Subtitles | انا سمكة جوبي و احاول ان اواعد دولفين |
| Ertesi gün, Lerner Denizcilik Labaratuarı'ndaki yunusları serbest bırakmaya çalıştığım için Bimini hapishanesindeydim. | Open Subtitles | "في اليوم التالي، كنت في سجن "بيمني لمحاولة تحرير دولفين من معمل "ليرنر" البحري |
| Delphine, yaşlı kör kadın. | Open Subtitles | إنها دولفين العجوز العمياء |
| Kısmen yunus o, yunuslar çok zekidir. | Open Subtitles | -جُزء منه دولفين وهم أذكياء للغاية |
| Miami Dolphins'e hoş geldin, evlat. | Open Subtitles | مرحباً بك في فريق ميامي دولفين يا ابني |
| Bundan yüzbin yıl önce, bazı kambur balinalar yunuslara tecavüz etti, ve şu anda elimizde olan bu. | Open Subtitles | منذ مئات الآف السنين بعض الحوت الاحدب إعتدت على دولفين وهذا ما حصلنا عليه |
| Neden bilemiyorum. Belki de, yunuslardan gelen saçma bir istihbarat ile ilgilidir. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا، ربما إنه سمك "هلبوت" الذي يملك ذكاء دولفين. |