| Q.T.'nin ofisinden O olmadan çıkıyor. | Open Subtitles | خرج من مكتب Q.T. دون ذلك. اختبأ ربما الكاس على شخصه، |
| O olmadan mayınlara girmeyecektir. | Open Subtitles | وقال انه لن يدخل الألغام دون ذلك. |
| Geriye O olmadan döndünüz. | Open Subtitles | هل عاد من دون ذلك. |
| Yazın, onu dışarı çıkarın. | Open Subtitles | دون ذلك وخذه للخارج. |
| Sonsuza kadar mutlu olacağına eminim ama ben Bu olmadan evlenmezdim. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك سوف تعيش في سعادة دائمة، ولكنني ولدن وأبوس]؛ ر الزواج دون ذلك. |
| Böyle yapmamamız pek uygun olmaz. | Open Subtitles | . دون ذلك سيكون غير مناسب. |
| Bunu not al. Destanın daha ilginç olacak ekleyince. | Open Subtitles | دون ذلك , ستجعل قراءة قصتك أكثر تشويقاً |
| Uzlaşma sağlandı o zaman, yaz bunu Will, ikinci madde. | Open Subtitles | ,قررنا ذلك, إذا دون ذلك عندك, ويل, النقطة إثنان |
| Alet kutusunu boşaltıp iyice temizledikten sonra sonunda her şeyi yeniden düzenlemek. | Open Subtitles | كذا و إفراغ صندوق عدته و تنظيفه و يلقي كل شيء ما دون ذلك خلف ظهره |
| Ama O olmadan artık biter. | Open Subtitles | ولكن من دون ذلك... إنتهى الأمر. |
| O olmadan gidemem. | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن تترك دون ذلك. |
| - O olmadan da işi yeterince zor. | Open Subtitles | الأمور سيئة بيننا من دون ذلك |
| - İyi Yazın ! | Open Subtitles | دون ذلك |
| Bu olmadan evden çıkmak istemem. | Open Subtitles | لا يمكن أن تريد ترك المنزل دون ذلك. |
| Bu olmadan, yaşamak için bir nedenim kalmıyor. | Open Subtitles | من دون ذلك , ليس لدي اي سبب لأعيش |
| Böyle yapmamamız pek uygun olmaz. | Open Subtitles | دون ذلك سيكون غير مناسب. |
| Roman, not al. "Pazartesi huysuzluğuna dikkat et." | Open Subtitles | رومان ) دون ذلك ) انبته للتذمر أيام الإثنين |
| Bak Kevin, eğer istersen yaz bunu biryere, çünkü birdaha söylemeyeceğim-- | Open Subtitles | اسمع يا "كيفن" و دون ذلك إن أردت لأني لن أقولها مرة أخرى |
| Çantasını boşaltıp temizledikten sonra sonunda her şeyi yeniden düzenlemek. | Open Subtitles | إفراغ حقيبة يدها وتنظيفها و تضع كل شيء ما دون ذلك خلف ظهرها |