| -Kes sesini Deborah. -Şimdi oldu anne. | Open Subtitles | ـ اخرسى يا ديبوراه ـ لقد تفهمت الوضع يا أمى |
| Ben Deborah, bu da kızım Bernice. | Open Subtitles | أنا ديبوراه و هذه ابنتى بيرنيس |
| -Mektubu al Deborah. -Bu gece düşün. | Open Subtitles | ـ خذى الجواب يا ديبوراه ـ انس الأمر |
| Aslında işi alamadım ama Deborah şu anki işim için beni birilerine tavsiye etti. | Open Subtitles | ام , في الواقع لم أحصل على تلك الوظيفه لكن "ديبوراه" رشحتني لعمل آخر حصلت عليه |
| Tamam mı? Bir de bana Deborah deyin. | Open Subtitles | أنا أدعى ديبوراه |
| Şimdi Deborah'yla konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت لى ديبوراه |
| Niye yukarı koşup Deborah'yla vedalaşmıyorsun? | Open Subtitles | اذهبى لأعلى و ودّعى ديبوراه |
| Deborah bana senin acayip biri olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | سبق وحذرتني "ديبوراه" انك .. ملتوية |
| deyip başladım. O da, "Evet, Deborah?" diye karşıladı. | TED | و رد , " نعم , ديبوراه ؟ " |
| Onları Deborah Trinity' Row'un dibinde bulmuş. | Open Subtitles | (ديبوراه) وجدتها تحت سفح "ترينيتي رو" |