| Dave ölü kuşlar ve Sihirbaz'ın kurbanlarını devasa kafeslerde sakladığı bir yeraltı sığınağı hakkında... | Open Subtitles | ديف كان يتحدث بجنون عن الطيور النافقة وعن حفرة تحت الارض حيث كان الرجل السحري |
| Üzgünüm Dave. Sana daha önce söylemeliydim. | Open Subtitles | أنا آسفة ، ديف كان يجب علىٌ ان أخبرك مبكرا |
| Dave bana üniversiteyi gezdiriyordu. | Open Subtitles | "مرحبا "لينورد ديف" كان يريني مرافق الجامعة للتو" |
| Peki Dave'in müşteri olmadığını nereden biliyorsun? | Open Subtitles | حسنا, كيف عرفت أن "ديف" كان نادل ولم يكون زبوناً؟ |
| Dave amca, internet tasarımcısıydı, Artie amca, muhasebeciydi, Dana teyze, görsel sanatçımızdı, ve en küçük oğlum Andrew, işini bıraktı, Charlestown'daki evinden ayrıldı ve "Ben Pete'e bakacağım ve onun bakıcısı olacağım" dedi. | TED | العم ديف كان المسؤول عن الموقع العم أرتي كان المحاسب دانة كانت مصممة الغرافيكس وابني الاصغر اندرو استقال من عمله، وترك منزله في شارليستون وقال: "أنا ساهتم ببيت وسأقوم برعايته" |
| Dave sarhoş olmuştu. | Open Subtitles | ديف كان في حالة سكر |
| Dave burayı yönetecekti! | Open Subtitles | ديف كان سيدير هذه الأرض |
| Dave, Zak'in konuşacağından endişe ediyordu. | Open Subtitles | ديف كان يخشى ان يتكلم زاك |
| Dave, Zak'in konuşacağından endişe ediyordu. | Open Subtitles | ديف كان خائف من أن يتكلم زاك |
| Dave, Paradise Isle'daydı, ama onun mazereti doğrulandı. | Open Subtitles | (ديف) كان هناك. ولكن تمّ التأكّد من حجّة غيابه. |
| Doktor Heller'ın, kriminal suçlularla ilgilenen bir psikiyatrist olduğunu ve Dave'in onun hastası olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أن الطبيب (هيلر) كان عالم نفساني في الإجرام، ونحن متأكّدين تماماً أن (ديف) كان مريضه. |
| Dave bizim düğünü tasarlarken tam bir Gelinzilla'ydı. | Open Subtitles | ديف كان براديزيلا وهو يخطط لحفل زفافنا (يقصدون بها ان ديف متعلق جدا في تنضم الزفاف مثل البنات) |
| Biliyorum. Dave bu sabah otobüs durağında ağlıyordu. | Open Subtitles | أعرف، فـ (ديف) كان يبكي في موقف الحافلة هذا الصباح |
| En azından kendilerine öyle diyorlardı ama onlar kurttu ve Dave kurtlardan kaçan çocuktu. | Open Subtitles | على الأقلّ ذلك ما سمّوا به أنفسهم , لكنّ ... ... كانوا ذئابًا , و "ديف" ... ... كان الولد الذي هرب من الذّئاب . |
| Tatlım, tatlım, Dave konuşuyordu. | Open Subtitles | عزيزي عزيزي ديف" كان يتكلم " |
| Ve Dave'e yaptıklarım... korkunçtu, | Open Subtitles | و ما فعلتُه بـ (ديف) كان مريعاً، |
| - Dave Linda' nın geçmişindeydi. | Open Subtitles | ديف) كان حبيب (ليندا) في الماضي) |
| Dave bir kaynak maskesi takıyordu. | Open Subtitles | أعتقد أن (ديف) كان يرتديواقيمن اللحام. |
| Dave ona kur yapıyordu. | Open Subtitles | "ديف" كان يغازل |
| Dave cumartesi gecesi McGill's'deymiş. | Open Subtitles | "ديف" كان في "مكجيل" . |