| Eski bir Navajo sözü bir hayat kurtarmanın anlamı... kurtardığı ile borcunu paylaşmaktır. | Open Subtitles | إنه قول قديم يعني من ينقذ حياة إنسان يقاسم ديونه مع الذين أنقذهم |
| borcunu ödemeyen bir tek siz varsınız. | Open Subtitles | أتريد معرفة شيئا؟ أنت أول شخص لا يدفع ديونه سكن مكاننا |
| İşini yapıp borcunu ödeyeceğine, yasalardan konuşuyor. | Open Subtitles | يتحدث عن القانون بدلا من القيام بعمله و دفع ديونه |
| Çok sevilirdi. Poker oynardı. İyi oynamazdı ama Borçlarını öderdi. | Open Subtitles | كان محبوب عند الجميع ، ويحب القمار وكان يغطي ديونه |
| Babam ölünce borçları yüzünden ev dahil hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | عندما توفي والدي، أخذت ديونه كل شيء، بما في ذلك منزل. |
| İnsan her zaman borcunu ödemelidir. | Open Subtitles | ويجب أن تكونى كذلك على المرء أن يرد ديونه |
| borcunu ödedi, ama Yeni damadım bir muhasebeci. | Open Subtitles | لقد سدد ديونه ولكن .. لكن ابن زوجتي محاسب |
| Müdürleri çok kötü bir poker oyuncusu, ben de borcunu kapadım. | Open Subtitles | المدير لاعب بوكر سيئ لهذا سددت بعض ديونه |
| Bu anlaşmayla, borcunu ödemeye yetecek kadar para kazanabilir ve sen de "Undercrush"a başlarsın. | Open Subtitles | ولكن بهذه الصفقة يمكنه ان يجمع مبلغا لدفع ديونه و بداية مشروعك اندر كراش |
| borcunu ödemesi için onu biraz teşvik etmeyi umuyorum. | Open Subtitles | كنت آمل أن أعطيه قليلا من التشجيع لسداد ديونه |
| Rus çetesine ve güvenlik firmasına olan borcunu hesaba kattığımızda, elindeki yüzükten fazla para harcamışsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | ومع كل ديونه للعصابة الروسية وشركة الأمن أنا لن أفاجأ إذا كان انفق بالفعل أكثر مما يستحق الأمر |
| Böylece eşiniz Borçlarını ödemeye odaklanabilir ve yaşamak için bir yer bulmaya. | Open Subtitles | بهذه الطريقة يمكن لزوجكِ التركيز لسداد ديونه. و الحصول على مكان للعيش. |
| Kumar zaafını biliyordunuz. Borçlarını biliyordunuz. | Open Subtitles | كنتِ تعرفين أنه مدمن قمار، وكنت تعرفين حجم ديونه |
| Ama Saso sorun çıkarıyor. Zimmetine para geçirip kumar Borçlarını ödüyor. | Open Subtitles | المشكلة ان ساسو يتلاعب بالحسابات ليسدد ديونه في القمار |
| bunlar sonra dönerler hisseye ve borçları temizler . | Open Subtitles | ...بعد ذلك حول هذه السندات إلى أسهم ودفع كل ديونه... |
| Bir bireyin borçları gelirlerini aşarsa, iflas bildiriminde bulunup, gelirlerini koruma altına alabilir. | Open Subtitles | "الشخص الذي تتعدى ديونه ممتلكاته يمكنه التقدم بطلب لإشهار الإفلاس وبذلك يحمي تلك الممتلكات" |
| Michael'ın sınıf oyunu provasından Kevin'in borçları, senin fatura ödemelerin, telefon konuşmaların için ...mızmızlanmalarına kadar herşey. | Open Subtitles | كل شيء من تدرب "مايكل" علي مسرحية صفه الدراسي إلي آنين"كيفين"حول ديونه, لكِ, تدفعي الفواتير, تجري مكالمات. |
| Daha önce de benden borç almıştı ama her zaman öderdi. | Open Subtitles | لقد استلف مني من قبل وهو دائماَ يسدد ديونه |
| Evet, kendisi yüklü borcu nedeniyle kaçmış ve biz de bu sayede burayı çok mâkul bir bedelle satın aldık. | Open Subtitles | نعم، لكنه تخلى عن ديونه لذا... حصلنا على المكان بسعر معقول |
| borçlarının hepsi silinecek diye neşeyle çıkmıştı evden. O kumarhanede bir işe girip bekledim. | Open Subtitles | كان قد غادر المنزل وهو مبتهج أن كل ديونه سوف تنتهي |
| Saldırıyı Saint Germain'e olan borçlarından birini ödemek için ayarlamış. | Open Subtitles | هو من دبر الهجوم لتسديد ديونه لسان جيرمان |
| Merak etmeyin. Patron daima parayı öder. | Open Subtitles | لا تقلقوا، رئيسي يدفع ديونه دائماً |
| Bir kereden fazla, Borçlarını, bahisçilerinin infazcısı olarak çalışarak ödedi. | Open Subtitles | سدّد ديونه أكثر من مرّة لوكلاء مراهناته عبر عمله كمخضع للناس |
| Ailemin tek istediği Albert'ın Borçlarını ödemek ve cenaze masraflarını karşılamak. | Open Subtitles | كل ما يريده والدي هو تسديد ديونه و تكاليف الجنازة |
| Geçen yıl, doğum günündeki bütün paramı, borçların kapatmak için aldı. - Gitme. | Open Subtitles | السنة الماضية , دفعت كل أموال عيد ميلادي لإخراجه من ديونه |